Ali Rıza Öztürkmen: Anız yakmak geleceği yakmaktır'

TAKİP ET

Hasat sezonu devam ederken üretici ikinci ürün için hazırlıklarına başladı. İkinci ürün ekimi için hazırlanan arazi maliyetlerini azaltmak amacıyla üretici anızı yakma yoluna giderek hem büyük yangınlara hem de toprakta verim kaybına neden oluyor.

Hasat sezonu devam ederken üretici ikinci ürün için hazırlıklarına başladı. İkinci ürün ekimi için hazırlanan arazi maliyetlerini azaltmak amacıyla üretici anızı yakma yoluna giderek hem büyük yangınlara hem de toprakta verim kaybına neden oluyor.

Kent genelinde yaşanan anız yangınlarının zararlarına dikkat çeken bir açıklama yapan Ziraat Mühendisi ve TEMA Vakfı Şanlıurfa İl Temsilcisi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, anız yakmak yerine samanları toprakla karıştırarak verimin yükseltilmesi yoluna gidilmesini önerdi.
Anızlı toprakların rutubet kaybını önleyerek verimi arttırdığına dikkat çeken Öztürkmen şunları söyledi:

“Gelecekte nüfus artarken, aynı besinleri tüketmek, aynı havayı solumak, aynı su kaynaklarından yararlanmak istiyorsak, bu gün çevreye daha duyarlı olmak zorundayız. Türkiye'de anız yakma neticesinde yüzlerce canlı ve bitki türü yok olma tehlikesinde, milyonlarca hektar arazide erozyon şiddetlenmekte, organik madde oranı düşmekte, haberleşme ve elektrik hatlarında milyarlarca lira hasar meydana gelmekte, milyonlarca ton kağıt hammaddesi ağacımız yok olmaktadır.

3.000.000 dekar alanda anız yakma tehlikesi bulunuyor

Ülkemizin; Buğday üretiminin % 8’i, Mercimek üretiminin %36’sı ve Arpa üretiminin %11’i İlimizde gerçekleşmektedir. İlimizde Arpa Üretim Alanı 1.904.064 dekardır. Buğday Toplam Üretim Alanı 3.687.745 dekardır. Mercimek Toplam Üretim Alanı 801.240 dekardır. Toplam olarak ilimizde 6.393.049 dekar alanda hububat tarımı yapılmaktadır. Hububat tarımı yapılan alanların yarısında 2. Ürün yapıldığı varsayılırsa, ilimizde en az 3.000.000 dekar alanda anız yakma tehlikesi söz konusudur.  

Anız yakmanın olumsuz etkilerine bakarsak; 

1. Anızlar yakıldığında tarla toprağı yüzeyinde yaklaşık 250 oC bulan yakıcı bir sıcaklık topraktaki birçok faydalı mikroorganizma ve solucan gibi küçük canlıları öldürmekte, topraktaki organik maddeyi de yakmakta, bazı mikroelementleri bitkilerin faydalanamayacağı forma dönüştürmekte ve makro-mikro besin maddesi noksanlıkları olmaktadır.

2. Kurak bölge tarlalarında anız yakılması ile tarım topraklarında organik madde azalmakta, C/N (karbon/azot) oranı olumsuz etkilenmekte, bitki besin maddelerinin alınımındaki katyon değişim kapasitesi, alınabilir potasyum, toprağın kireç muhteviyatı, suya doymuşluğu, toprak asitliği ve alınabilir toplam azot miktarı olumsuz etkilenmektedir.

3. Anız yakılması sonucu toprağın bünyesindeki organik maddenin azalmasından dolayı su tutma kapasitesi ve havalanma özellikleri olumsuz etkilenmektedir.

4. Anız yangınları, tarla yüzeyini bitki örtüsüz bırakacağından, en değerli üst katmanları su ve rüzgar erozyonu sonucu taşınarak yok olmaktadır. 

5. Anızların, soklu pulluk gibi uygun aletlerle tarla toprağına karıştırılmasına anızlı toprak işleme denir. Anızlı toprak işleme, toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik dengesini düzenlemek amacıyla toprağın organik madde oranını korumak, su tutma kapasitesini artırmak ve verimliliğini sürdürmek için yapılmaktadır. Anızlı toprak işlemede, tarla toprağı anız sapları ile bir malç oluşturduğundan yağışlı dönemlerde düşen suyun toprak içersine girmesini ve tutulmasını sağlayarak oluşacak rutubetli ortam sap artıklarının mikroorganizmalar tarafından parçalanarak organik maddeye ve bitki besin maddelerine dönüşmesini sağlamaktadır. Anızlardan oluşan bu organik madde su tutma yeteneği sayesinde toprağın içerisinde bitkiler için gerekli suyu ve besin maddelerini depolar. 

Anızların yakıldığı arazilerde organik madde kaybı oluyor

Zamanında iyi işlenmiş anızlı topraklar, kurak mevsimlerde bünyelerindeki zengin organik maddeye bağlı olarak rutubeti korur ve üzerinde yetişen bitkilere gerekli suyu sağlayarak verim kayıplarını önemli oranda önler. Anızların her yıl yakıldığı tarım alanlarında ise organik madde kaybı olduğundan yavaş yavaş geçen yıllar içerisinde toprak zerrelerini birbirine bağlayan doku ile su tutma kapasitesi zayıflar, verim düşer, rüzgar ve su erozyonu olur, çoraklaşma başlar.

Hububat anızlarını yakmayarak, tarımsal zararlı böcekleri yiyen, yumurtalarına zarar veren ve onları hastalandıran doğal biyolojik mücadele canlıları korunmalıdır. Ülkemiz topraklarının şimdiki ve gelecekteki nesilleri doyuracak ürünü vermesi ve bu nesillere güzel yeşil bir çevre, doğa bırakılması bu bilince bağlıdır. 

Anız yakanlara cezai işlem uygulanmalı

Dünyada ve Ülkemizde her noktada 2872 sayılı kanun gereği tarlada bulunan anızı yakan köylülere uydu ile tespit edilerek dekara cezai işlemler uygulamakta, bazı illerimizde ise anız yakılmış alanlara müdahale edilerek yasal süreç başlatılmalıdır.