Bakan açıkladı: Yüz yüze eğitim ne zaman başlıyor

TAKİP ET

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk yeni eğitim öğretim yılının açılışıyla ilgili olarak açıklamada bulundu.

"Tereddütsüz Eylül'de başlayacak gibi yönetiyoruz. 6 Eylül'den itibaren öğrencilerin gelmesini bekliyoruz" diyen Bakan Selçuk açıklamasında LGS sonuçlarının, 26 Temmuz'da açıklanacağını da belirtti.

Bakan Selçuk'un eğitim ile ilgili yaptıkları açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Telafi meselesi hem akademik hem sosyal duygusal anlamında önemli kavram. Özellikle yaz aylarında sosyal duygusal faaliyetlerle çocuklarımızın özgüvenlerini, kültürlerini artırmaktır. 2 saatlik dilimler halinde yüzlerce öğrencimiz bu parkurlara geliyor. Daha sonra bir başka grup geliyor. Yaklaşık 55 bin civarındaki okulumuzdan 22-23 civarında okulumuz başvurdu.

Bu kamplardaki etkinliklerde akademik eksikten başka ihtiyaçları karşılayacağız.

"BİZİM GÖREVİMİZ OKULLARI AÇIK TUTMAK"

Bizim görevimiz okulları açık tutmak. Bilim insanları önümüze tablo koyar da derse ki, 'sayısal veriler endişe verici, öğretmenlerimiz ve çocuklarımızın sağlığı endişe altında' o zaman biz MEB olarak 'okullar kapatılsın' diye bir karar vermiyoruz. MEB ilk defa başka bakanlıkların verilerini dikkate alarak kararlar almaya başladı.

Keşke kapatmasaydık ama bu siyasi karar olmanın ötesinde toplumumuzdaki yaşama biçimi, düğün, ziyaret, bayram, toplu taşıma araçları bütün buralarda her ülke insanının yaşama kültürü var. Vaka sayılarına ilişkin gördüğümüz tablolar tıp insanların somut kanıtların ortaya koyduğu tablolar. Milli Eğitim Bakanlığı 'önce sağlık' der. Öyle bir risk olmasa ben okulu niye kapatayım? Aşılamayla ilgili Allah'a şükür müthiş bir aşama kaydediyoruz, hızlı gidiyoruz. Yeni dalgalar, varyantlar ortaya çıkmazsa bu süreci çok rahat yönetiriz. Bilim insanları 'risk var' dediğinde 'hayır okulları açık tutmak istiyoruz, siyasal karar budur' deme hakkımız yok.

OKULLAR NE ZAMAN AÇILACAK?

Elbette bu gidişe bakıyoruz, dünyadaki gidişe de bakıyoruz. Kontrol artmaya başladı. Varyantlarla ilgili farklı çözüm senaryoları başladı. Türkiye'de de kontrol edilebilir düzeyde. Tereddütsüz Eylül'de başlayacak gibi yönetiyoruz. 6 Eylül'den itibaren öğrencilerin gelmesini bekliyoruz.

Öğretmenlerimizle her görüşmemde şunu söylüyorum, ne olur ilk ders matematik, fizik demeyin. Bunu şundan dolayı istiyorum. Benim arkadaşlarımla konuşurken şunu söylerim. Sınıftaki çocukların gözünüze gözünüz değmeden, kalbine ılık ılık akmadan derse başlamayın. Önce hemhal olalım. Sohbet edelim. Konuşalım. Adın ne, kaç yaşındasın?

Bunu salgından bağımsız istiyorum. Bu öğretim yılının tümünü güçlendirir. Önemli olan öğretmen ile öğrenci açısından şefkat bağıdır. Bu kanalı açmadan ders öğretemezsiniz. Birden bire akademik şokla karşılaşmalarını istemiyoruz.

Çocukların motivasyonu, beklentisi, sosyal duygusal özellikleri salgın döneminde farklılaştı. Gelir dağılımı düştüğünde öz yönetimin yükseldiğini, gelir dağılımı yükseldiğinde öz yönetimin düştüğünü görüyoruz. Hangi çocukların neye ihtiyacı var diye rehberlik notları, videolar hazırladık. Hangi dilimde sosyal duygusal eksiklikler var, bunları tespit ettik.

Talim Terbiye Başkanlığı 'her sınıfın özel kazanımları var' diyor. Bazı örüntü kazanımlar var ki, o kazanımlar olmadan üst sınıfta olmaz. Her sınıfın kazanımları belirlendi. Bunu her öğretmenimizle paylaşacağız.

Sayın Cumhurbaşkanımızın orada kalabalık içerisinde ayak üstü bir konuşma üzerinde ifadeleri söz konusuydu. Genel bir öğretmen ihtiyacı yok şeklinde bir ifade değildi. Salgın dönemi için söylemişti. Yoksa bizim genel bir öğretmen ihtiyacımız var. Hem emekliye ayrılan öğretmenler açısından. Öğretmenlerin üçte ikisi bu dönemde alınmış.

Bazen kadrolarda bütçe kısıtından daralmalar söz konusu oldu. Engelli öğretmenlerle ilgili yıl içinde dönem dönem atama yapıyoruz. Kadro geldiğinde bu sene ve önümüzdeki sene yine yapacağız. Türkiye'de maaşlarla ilgili genel tablo içinde tabii ki farklılaşma olacak ama şu an bir şey söylemimiz mümkün değil.

Türkiye 2002 Türkiyesi değil, milli gelirde artış var. Özel okulların öğrenci oranı yüzde 8, okul sayısı yüzde 20 düzeyinde. Özel okullarda bina sayısı, fiziksel mekanlar daha fazla olduğu için farklılaşma var. Ama bizim okullarımızın imkanları da giderek artıyor. Bugün bir meslek lisesine gittim o kadar güzel atölyeler, spor salonları var ki. Elbette her okulda yok. Başka ülkelerle karşılaştırıldığında yüzde 8'lik oran hala çok düşük. Ulusal gelir dağılımına baktığımızda aslında o oran çok yüksek.

Okul türlerine göre bakıldığında, sınavla alınan okullarda başka, fen liselerinde başka, anadolu liselerinde başka tablo ortaya çıkar. Yüzde 90'lık gruptan bahsediyoruz. Karşılatırma yapabileceğiniz birtakım ölçütler söz konusu olmalı. LGS sonuçlarına baktığımızda ya da üniversite giriş sınavlarında belirli aralıkta özel okulların belirli puanları, devlet okulların belirli aralıklarda yüksek puan aldıklarını görüyoruz. Bunların hepsi bizim evladımız, bizim okullarımız. Özel okullardaki evlatlarımız da diğer öğrencilerimiz de bizim evlatlarımız.

Bugün tesadüfen özel okul ücretleriyle bir radyoda dinledim. Özel okullardan bahsettiğimizde diyelim ki yüksek denilen ücretlerin onda birine de, yarısına da özel okul ücretleri var. Yüzde 8'in ne kadarı yüksek okul ücretleriyle karşı karşıyadırlar?

Benim duyduğum en yüksek rakam 70-80 bin lira civarındaydı. Böyle baktığımızda o gelir dağılımındaki kişilerin altından kalkabileceği durumdur. Gerçekten sayıları çok fazla olmayan okullar bunlar. Milli Eğitim Bakanlığı özel okulların bütçesine karışmaz. Okulun açılış iznini verir, uyulması gereken kurullara uyup uymadığına bakar. Bütçesini nasıl kullanıyor, nereye harcama yapıyor, servisi nereden alıyor, yemeği nereden alıyor gibi bunlara yetkisi yok.

Geçen sene 1,5 milyon LGS'ye girdi 181 birinci vardı. Bu sene 1 milyon civarında girdi, 90 birinci var. Bugün başlayan tercih başvuruları 16 Temmuz saat 17.00'ye kadar devam edecek. Biz de yerleştirme sonuçlarını 26 Temmuz'da açıklayacağız.

Merkez yerleştirmede robot tercihler yapabilecek. Bu okulların listesinden 10 okul tercih edilebilecek. Bir öğrenci sınav kağıdından çok daha başka bir varlıktır. Hayat başarısı başka, okul başarısı başka bir şeydir. İletişim beceriniz, kitap okumanız, kültürel birikiminiz, sporla ilgilenmeniz, birçok değişkenle birlikte hayat başarısı ortaya çıkıyor. Azim, IQ'dan daha önemlidir.

Spor lisesiyle ilgili bir tercihte bulunacak veya ben bilimle veya sanatla alakalı bir şey yapmalıyım diyor. Geleneksel olarak bölümlerde bir değişim yaşanıyor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde mesleklerin dörtte üçe yakını otomasyon, robot, dijitalizasyon eşitleneceği gerekiyor. Çocukların anne babalarının mesleki gelişimi ile paralel olmayacağını bilmeleri lazım."