Bakan Derya Yanık: Töre cinayetleri birden bire bitti

TAKİP ET

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, "2004'e kadar töre saikiyle namus cinayeti işlemek indirim sebebi iken, biz bunu tam tersi ağırlaştırıcı sebep haline getirdik ve birdenbire töre cinayetleri bitti" dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık: Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi anlattı. Haber Türk'e konuk olan Bakan Yanık töre cinayetlerine de dikkat çekti.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, "2004'e kadar töre saikiyle namus cinayeti işlemek indirim sebebi iken, biz bunu tam tersi ağırlaştırıcı sebep haline getirdik ve birdenbire töre cinayetleri bitti" dedi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmanın kadına yönelik şiddeti arttırdığına dair iddiayı ortaya koyamayız. Türkiye'nin kadın hakları mücadelesi yeni bir mücadele değil. AK Parti'nin kadın hakları, kadına yönelik şiddetle mücadelesi İstanbul Sözleşmesi'yle başlayan süreç değil. İstanbul Sözleşmesi kadın haklarının korunması, her türlü şiddet biçiminden korunması, sosyal, siyasal, ekonomik hayata katılmasıyla alakalı mücadelesinin bir parçası olarak ortaya çıktı. 2002'de iktidara gelen siyasi partinin 2014'de onaylayıp, yürürlüğe giren bir sözleşmeden bahsediyoruz.

Bakan Derya Yanık'tan Şanlıurfa açıklaması


Ne Türkiye'nin ne AK Parti'nin kadına yönelik şiddette mücadelesini İstanbul Sözleşmesi'yle başlatmak olmaz. İstanbul Sözleşmesi'nin daha öncesini aktivist, hukukçu kimliğimle bakan olduktan sonra bakanlık kimliğiyle konuştum. Söylediğim şey hep aynı; İstanbul Sözleşmesi Avrupa Konseyi üyesi ve taraf devletlerin iradeyi ortaya koyan bir çerçeve metin. Oluşturulan bütün müktesebat önemli. Bu çerçeve metnin içerisinde pekçok farklı gruplar tartışma noktaları çıkardılar.

"BİRDENBİRE TÖRE CİNAYETLERİ BİTTİ"

İki aşırı yorumun arasında sıkışan metinden bahsediyoruz. Türkiye'nin kadına yönelik şiddetle mücadele ile kadınların sosyal hayata katılma çabası pekçok uygulama metnine zaten konu oldu. Bizim 6284 sayılı kanunumuz var. 2012'de yürürlüğe girdi. İstanbul Sözleşmesi'ne imza koyduğumuz için atıf olarak İstanbul Sözleşmesi der, 14 yıl bizim iç hukuk olarak uyguladığımız yasamız var. 6284 sayılı kanunun uygulamadıki karşılıklarını konuşuyoruz.

Eksik kalan bir tarafı var mı, bunlar tecrübe ile pratize ettiğimiz şey. İstanbul Sözleşmesi'nden bağımsız olarak biz TCK'yı yeniden yazdığımızda kadın şiddetiyle alakalıa parametreyi tepetaklak değiştirdik. 2004'e kadar töre saikiyle namus cinayeti işlemek indirim sebebi iken, biz bunu tam tersi ağırlaştırıcı sebep haline getirdik ve birdenbire töre cinayetleri bitti.

Bakan Derya Yanık: Geleceği beraber inşa ediyoruz


Niye? Parametreyi değiştirdiniz çünkü. Kasten adam öldürmenin en ağır kısmına dahil edildiğinde töre cinayeti kavramı hayatımızdan çıktı. Kadına yönelik şiddet dediğimizde aklımıza sadece kadın cinayetleri gelmemeli. Cinayetle sonuçlanmayan, ağır şiddet vakaları da ayrıca var. Şiddet konusu çok boyutlu bir mesele. Sadece yasa yaparak önleyebileceğiniz, ortadan kaldırabileceğiniz, eğitimle önleyebileceğiniz bir mesele değil. Bunların hepsiyle birarada önleyici ve koruyucu tedbirlerin eşgüdümlü bir biçimde aynı ciddiyetle ihdas edilmesi gereken bir süreç.

TÜRKİYE'NİN KADINA ŞİDDET İLE MÜCADELESİ

Biz insan hayatıyla alakalı ama insan onuruyla alakalı meselelerde hiçbir zaman istatiksel bakamayız. Rakamlar üzerinde ferahlatıcı etkiden bahsedemeyiz. Bir kişi de olsa bu böyle. O bir kişinin ailesi, çocukları var. Biz bu anlamda şiddete karşı sıfır tolerans ilkesiyle hareket ediyoruz. Bütün paydaş bakanlıklarımızın hepsiyle aynı şeyin altını çiziyoruz. Bir kıyaslama anlamında bir şeyi ölçümlemeniz lazım. Türkiye'nin kadına yönelik şiddetle mücadelesi sonuç veren bir mücadele.

Bakan Derya Yanık Şanlıurfa'ya geldi


Dünya ölçeğinde baktığımızda, dünyanın bu mücadeleye bizden yıllar önce başladığını düşündüğümüz ülkelerle kıyasladığımızda hem vakalar hem cinayetler konusunda Türkiye'nin karnesi, kıyaslama anlamında söylüyorum çok kötü değil ama bizim için yeterli değil. Avrupa ile kıyasladığımızda iyi olduğumuz veya benzeri olduğumuz ülkeler var. ABD'de yüzde 25-30 civarında aile içi şiddet ve cinayet var. Fransa'da oranlar yüksek, 4 kadından birisi eşi ya da sevgili tarafından öldürülüyor.

"BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ"

Şiddet meselesi maalesef küresel ve insana dair bir mesele. Burada biz çalışmalarımızı yaparken hem kendi iç tecrübelerimizi hem dünyadaki iyi uygulama örneklerini, benzeri mücadeleyi veren ülkelerdeki iyi uygulama örneklerini takip ediyoruz. Bu ortak bir tecrübeyi de gerektiriyor. Çözümü nerelerde buluyorsak bunun takibini yapıyoruz. Meseleyi bölgelerarası terazi olmaktan çıkarıp bütün toplum, kültür ve eğitim, sosyal katmanlarda, ekonomik katmanlarda karşılaşılabilen bir mesele olarak görmemiz. Maalesef her yerde oluyor ve her katmanda kadının karşılaşabileceği bir sorundan bahsediyoruz, o zaman birlikte mücadele etmeliyiz diye bunu ortaya koyuyoruz.

"KADINA ŞİDDETTE İZMİR BİRİNCİ"

Kadına yönelik şiddetle mücadele, kadına yönelik bir suç olduğu tanımı bile Türkiye'de henüz çok yeni bir tanım. Bundan 30 yıl önce belki çok az sayılardan bahsedebiliriz ama görünürlüğü olmadığı, mağdurların ortaya çıkmadığı, kendilerine korunma mekanizma olduğunu düşünmediği sürece. Ülkemizin hiçbir bölgesini incitmek gibi niyetim yok ama; kadına yönelik şiddet verilerinin toplandığı istatistiklerde hep İzmir birinci çıkar. En çok şiddetin olduğu yer olarak çıkar. İzmir'de kadınlar şiddete maruz kaldığında daha kolay kolluğa giderler. Hiç tahmin etmeyeceğiniz yerler İzmir'in yanında hiç şiddetin olmadığı yerlermiş görünür.

Şiddet istatistiğinin bu anlamda kadınların kendi haklarının daha yoğun biçimde kolay aradıkları şeklinde de değerlendirmemiz lazım. Kadın cinayetleri, kadın olduğu için sadece cinsiyetinden dolayı bir cinayete maruz kalan, hayatını kaybeden kadınların sayısı 2021'de 307 olmuş. Belli zamanlarda değişkenlik gösteren sayılar bunlar. Özetle bir kişi bile olsa bizim için mücadele edilmesi gereken bir alan.

 

kadina siddet bakan derya yanik derya yanik siddet magduru kadinlar