Gazeteci Bilen'in diplomalı işsizleri konu alan kitabı çıktı

TAKİP ET

Şanlıurfa Viranşehir'de gazetecilik ve yazarlık yapan Furat Bilen'in üniversiteyi bitirip atanamayan öğrenciler için kaleme aldığı 'Eşek Yumurtaları' adlı kitabı yayınlandı.

İşsizlik deyince ilk akla gelen üniversite mezunları kitap konusu oldu. Gazeteci yazar Furat Bilen’in işsiz üniversite mezunlarını konu aldığı “Eşek Yumurtaları //geleceksizleştirilenler//” isimli kitabı yayınlandı. 

Bilen, ‘diplomalı işsizler ordusu’ diye nitelendirdiği yeni sosyal sınıf olan ev gençlerini konu aldığı kitabında,  üniversiteli işsizleri sisteme dâhil olabilmek için ortaya koydukları çaba ile karşılaştıkları sorun ve sıkıntıları ele alırken, bu durumu farklı bir bakış açısıyla bu yorumluyor.

Yazar Bilen; kitabında kuru kuruya bir tarafı eleştirmek yerine, sistemle beraber bireyi de eleştirmenin yanında çözüm önerilerini de ortaya koyuyor aynı zamanda. Bilen, toplumsal bir yaraya dönüşen bu sorunu hikâyeleştirirken “Eşek Yumurtaları” diye yeni bir tabiri de literatüre kazandırıyor. 

Söz konusu eserinde tek başına sistemi eleştirmenin çok rasyonel olmayacağı tezini savunan Bilen, sistemden kaynaklanan sorunun yüzde otuzlar seviyesinde olduğunu varsayarak, yüzde otuzluk bir payla da bireyi paylamayı ihmal etmiyor. Geriye kalan yüzde kırkın otuzunda toplum canavarının genel kabulleri üzerinde dururken, arta kalan yüzde onunda ise diğer çevresel faktörlere yüklendiğini kolaylıkla gözlemlenebiliyor kitapta.



Kitabın yazılış hikâyesi hakkında görüşlerini almak istediğimiz yazar Bilen; Eserin içeriği hakkında konuşmanın çok doğru olmayacağını savunarak ancak bu eseri yazmadaki amacının gençlerin yaşadığı bu sıkıntılı süreçlerine olumlu anlamda kendince katkı sunmak olduğunu belirtti. Ayrıca bu eseri yazarken çevresinde cereyan eden gerçek hayat kesitlerinden yararlandığını bu yüzden yazmaktan çok yaşadığını dile getiren Bilen, kitap bittikten sonra büyük bir boşluğa düştüğünü de ifade etti. 

Kitaptan bir alıntı

"Konuştukları konularda sorunlar ve çözüm metotlarını ele aldılar ama hiçbirini uygulamak ve gerçekleştirmek adına yeterince geliştirmediler. Kendileri, yani gelecekleri için son derece yararlı olabilecek o kadar çok şeyden bahsettiler ki, onda birini bile uygulamaya koysalar yedi sülaleleri rahat edebilirdi. Konuştukları konular onlar için doğru ve yararlıydı. Çünkü teoriden pratiğe dökmek epey zor geliyordu her birine. Ve kaldırıp indirmenin mantığı yoktu. Zira eşek yumurtası dünyasında kural gayet basitti. Kişiye hangisi zor geliyor ve öyle görünüyorsa, kişi için doğru olan mutlaka odur."

Kitap tanıtımından

“Seni bir daha göremeyeceğim diye çok korkmuştum Şengülur. Neyse ki buradasın işte. Gözlerime inanamıyorum, nasıl olur böyle bir şey.”

“Ne diyorsun Gome, seni anlayamıyorum.”

“Şey! Nasılsın Gül, iyi misin? Diyorum.”

“İyi olduğumu duymak, sana iyi gelecekse eğer. Evet, iyiyim. Hem de çok iyi. Hayalimdeki hayatı yaşamaya başlıyorum nihayet, daha ne kadar iyi olabilirim ki.” 

“Öyle olmana, yani iyi olmana sevindim.”  

“Sen hiç iyi görünmüyorsun ama! Keşke parktaki yerinde bıraksalardı seni. Bu kuru yol kenarına göre orası yeşildi en azından, biraz daha güzeldi yani.”

“Bilir misin çiçeğim? 

“Neyi Gome?”

“Dünyanın en güzel yerinden daha güzel bir yerin var olduğunu?”

“Bilmem! Neresiymiş bakıyım orası?”

“Sevdiklerinin yanı tabi ki Gül, sevdiklerinin yanı.”

“Bu kadar sevdiğini bilmiyordum Gome. Fakat şimdi daha iyi anlıyorum ki, bizi bir araya getiren şey kader değil, sevgiymiş ve bir arada tutan sevgi değil saygıymış.”