Ömer Öcalan'dan Adalet Bakanı'na cezaevlerinde hak ihlalleri soru önergesi

TAKİP ET

DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve kötü muamele iddialarını Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı. Öcalan, Anayasa'nın 98'inci ve TBMM İçtüzüğü'nün 96'ncı ile 99'uncu maddeleri uyarınca, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un yazılı olarak yanıtlaması istemiyle kapsamlı bir soru önergesi verdi.

DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve kötü muamele iddialarını Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı. Öcalan, Anayasa’nın 98’inci ve TBMM İçtüzüğü’nün 96’ncı ile 99’uncu maddeleri uyarınca, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yazılı olarak yanıtlaması istemiyle kapsamlı bir soru önergesi verdi.

Öne çıkan iddialar

Milletvekili Öcalan’ın önergesinde yer verdiği bilgilere göre, farklı cezaevlerinde mahpuslara yönelik ciddi hak ihlali iddiaları bulunuyor:

•    Zorla sevk ve çıplak arama iddiası: Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nden isteği dışında Samsun Çarşamba S Tipi Kapalı Cezaevi’ne nakledilen Baran Eman, sevk sırasında kötü muamele gördüğünü; cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasına karşı çıkınca darp edildiğini aktardı.
•    Koğuş havalandırmasına kurşun bırakılması: Samsun Çarşamba S Tipi’nde tutulan Gıyasettin Aydın’ın koğuş havalandırmasına ateşli silah mermisi konulduğu iddia edildi.
•    Ağız içi arama ve darp: Samsun Kavak S Tipi Cezaevi’nde bulunan Emre Can Demir’in, ağız içi arama dayatmasını kabul etmediği için darp edildiği ileri sürüldü.
•    İletişimin kesilmesi ve tecrit benzeri uygulamalar: Ortak alan ve spor etkinliklerinin kaldırıldığı, blokların ayrılarak mahpuslar arasındaki iletişimin kesildiği; siyasi mahpusların yanına ayrımcı tutumlar sergilediği öne sürülen grupların yerleştirildiği belirtildi.
•    Nefret içerikli marş ve tehdit iddiaları: Bazı görevlilerin nefret içerikli marşlar söylediği ve dayattığı, mahpusları ölümle tehdit ettiği, gece saatlerinde sistematik rahatsızlık verdiği iddiaları dile getirildi.
•    Sağlık hakkına erişim engeli: Hasta mahpusların tedavilerinin engellendiği ve randevuların aksatıldığı;
•    Kimlik kartı dayatması ve infaz uzatmaları: Kimlik kartı taşıma dayatması ile disiplin cezaları gerekçesiyle infazların keyfi biçimde uzatıldığı ileri sürüldü.

Önerge, söz konusu uygulamaların kişi güvenliği, işkence yasağı ve sağlık hakkı başta olmak üzere Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle bağdaşmadığını vurguluyor.

Bakanlığa yöneltilen sorular

Öcalan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan aşağıdaki başlıklarda net ve veri temelli yanıt istedi:

1.    Baran Eman’ın sevk sırasında kötü muameleye maruz kalıp kalmadığı ve Samsun Çarşamba S Tipi girişindeki çıplak arama ile darp iddialarına ilişkin idari/adîli soruşturma yürütülüp yürütülmediği.
2.    Gıyasettin Aydın’ın koğuş havalandırmasına kurşun bırakıldığı iddiasının doğruluğu ve cezaevindeki güvenlik tedbirlerinin niteliği.
3.    Emre Can Demir’in ağız içi arama sonrası darp iddiasına dair inceleme yapılıp yapılmadığı.
4.    Ortak alan ve spor etkinliklerinin kaldırılması, blok ayrımları ve iletişimin kesilmesi uygulamasının kapsamı ve gerekçesi.
5.    Nefret içerikli marş, ölüm tehdidi ve gece rahatsızlığı iddialarına yönelik denetim ve soruşturmalar.
6.    Hasta mahpusların tedaviye erişimi: Son beş yılda Samsun Çarşamba ve Kavak S Tipi cezaevlerinde engellenen ya da ertelenen tedavi sayıları.
7.    Kimlik kartı dayatmasının yasal dayanağı ve uygulama gerekçesi.
8.    İnfazların disiplin cezalarıyla uzatılması: Son beş yılda adı geçen cezaevlerinde kaç mahpusun infazının uzatıldığı.

“İnsan onuruna aykırı muamele” vurgusu

Önerge, aktarılan iddiaların insan onuruna aykırı muamele niteliği taşıdığına dikkat çekerek, Bakanlığın şeffaf bir soruşturma yürütmesi ve kamuoyunu bilgilendirmesi çağrısında bulunuyor. Öcalan, cezaevlerinde hukukun üstünlüğünün ve temel hakların güvence altına alınması için etkin denetim ve bağımsız soruşturma mekanizmalarının işletilmesini istedi.

Gözler Adalet Bakanlığı’nda

Soru önergesi, TBMM Başkanlığı’na 21 Ağustos 2025 tarihinde sunuldu. Mevzuat gereği, Adalet Bakanlığı’nın yazılı yanıtı kamuoyu tarafından yakından takip edilecek. Bakanlık tarafından yapılacak açıklamalar, iddiaların aydınlatılması ve cezaevlerindeki uygulamaların hukuka uygunluğunun denetimi açısından kritik önem taşıyor.