Şanlıurfa'da doktorlar iş bıraktı!

TAKİP ET

Şanlıurfa'da sağlık çalışanları ve doktorlar 2 günlük iş bırakma eylemi başlattı.

ŞANLIURFA- Şanlıurfa’da sağlık çalışanları ve doktorlar 2 günlük iş bırakma eylemi başlattı.

Şanlıurfa’da  görev yapan sağlık çalışanları ve doktorlar şiddetin önlenmesi, liyakat, mali haklar, özlük hakları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi nedeniyle Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde basın açıklaması düzenledi. Düzenlenen basın açıklamasına, Tabip-Sen, Hekim Birliği Sendikası, Sağlık Çalışanları Sendikası, HEP-SEN, Hekimsen ve ŞUAHED temsilcileri ile üyeleri katıldı.

Sağlık çalışanları ve doktorlar, Taleplerinin yerine getirilmesi için 2 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirerek, biran önce sorunlarının çözülmesini istedi. 

Yapılan ortak basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Sağlık ve sosyal hizmet kolunda görev yapan değerli çalışanlar, 

21 mücadele kuruluşununbir araya geldiği SABİM platformunda yer alan kuruluşlara üye olarak bizlere olan güvenini tasdik eden kıymetli üyelerimiz, siz değerli halkımız ve hastalarımız,

Ayrı yönlerimizibir kenara bırakarak sağlık ve sosyal hizmet kolundagörev yapan kamu çalışanlarının ortak taleplerini, haklı mücadelemizi daha sesli duyurabilmek, birlikteliğimizi ortaya koyabilmek adına SABİM platformu çatısı altında bir araya geldik.

Toplu sözleşme taleplerimizi belirleyerek, platformun büyük çoğunluğunun katılımıyla 1-2 Ağustos’ta ülke genelinde iş bırakma kararı aldık. 

Çünkü;

Ölüyoruz!

Öldürülüyoruz!

Ekonomik olarak açlık sınırındayız!

Tükeniyoruz!

Tırnak makasıyla AVM’lere dahi girilemeyen bir zamanda, silahla polikliniğe girip sağa sola ateş edebilen kişilerle iç içeyiz. Şiddetin gölgesinde hizmet üretmeye çalışırken, her an bu silahtan çıkan bir kurşunla, hatta başımıza indirilen bir oksijen tüpüyle, gelecek bir bıçak darbesiyle ölebiliriz!

Şiddeti engellemek içinsadece kanunların yeterli olmayacağını biliyoruz!

Rant alanına dönüştürülen ve kışkırtılan sağlık talebi, saygının yok edilmesi, eksik istihdamla verilmeye çalışılan hizmet, sanal kuyruklar, 5-10 dakika muayene süreleri…

Şiddeti üreten, bu sistemin kendisi, biliyoruz. 

Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansıtılmayan ek ödemelerle avutuluyoruz, kandırılıyoruz. Gerçek enflasyon karşısında bizlere sadece %17,5 zam reva görülürken, emekliliğimize yansımayan seyyanen zam ile eğitimli olmak cezalandırılıyor ve mezarda emekliliğe mahkûm ediliyoruz.

Alım gücümüz büyük bir hızla azalıyor, fazla çalışma ücretimiz, iş hukukuna göre normal mesaimizin 2 katı olması gerekirken, yarısından az alıyoruz.Çocuklarımız için sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamıyoruz, eğitim masraflarını, kiramızı bile ödemekte zorlanıyoruz.

Uluslararası aile hekimliği uygulamaları ile ilgisi olmayan düzenlemeler, yetersiz aile sağlığı merkezi gider ödemeleri, yetersiz aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sorunu çözülmüyor,düşük tavan katsayısı ve destek ödemesi ile aile sağlığı çalışanları yok sayılıyor ve birçok angarya iş yükü ile 85 milyon vatandaşın koruyucu sağlık hizmeti ihmalediliyor.

2010 yılından bu yana sayısız başarı elde etmiş aile hekimliği uygulaması, liyakatsiz eller sebebiyle geriye gitmeye devam ediyor.5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nu düzenlemek yerine 657 sayılı Kanuna göre cezaverilerekanayasal haklar görmezden geliniyor, liyakatsizlik ve art niyet,yönetimdeki etki alanını giderek arttırıyor.

Sağlık sistemindeki kargaşa ve huzursuzluk nedeniyle, hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, teknikerlerimiz, teknisyenlerimiz; genel idari, teknik ve yardımcı hizmetler sınıflarındaki çalışanlar gibi sağlık ekibinin hiçbir üyesi artık nefes alamıyor.

Nefes alamıyorum, imdat! Demeyen kimse kaldı mı aramızda?

Daha ne kadar dibe vurabiliriz? Artık göğsümüzü gere gere hekimim, hemşireyim, ebeyim, sağlık çalışanıyım demeyi geçtik, çalışanlar olarak memurum demekten utanır hale geldik.

Ayrıca, Sarı-Sen’inToplu Sözleşme Teklifinde ileri sürdüğü,

Dayanışma aidatını kabul etmiyoruz!Sendikal ikramiyenin barajlara bağlanmasını kabul etmiyoruz!Yetkili sendika tarafından kullanılan ve ayrımcılığa yol açan tabip dışı ifadesini kabul etmiyoruz!

Ne yapacağız?Kafamızı öne eğip “Boş ver, böyle gelmiş böyle gider, başımı derde sokmayayım” mı diyeceğiz!

Yoksa bize yapılan zulme sesimizi çıkarıp tepkimizi mi göstereceğiz?

Tabii ki, demokratik tepkimizi meşru zeminde göstererek, hep beraber, tek bir ağızdan artık yeter, hakkımızı verin diyeceğiz!

Biliyoruz ki, sağlık, en temel haktır.Sağlık hizmetleri bir ekip işidir ve bir bütündür!

Ülkemizde oluşacak ideal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olan bizler, hastalarımızın nitelikli tedavi olma, bakım alma ve iyileşme hakkını savunduğumuzun bilinmesini arzu ediyoruz.

Pandemide, depremlerde ve her türlü zorlu şartlarda halkımıza vehastalarımıza verdiğimiz fedakârca hizmetin unutulmamasını bekliyoruz.
Nitelikli sağlık hizmeti için verilecek bu mücadelede sadece kendimiz için değil, hastalarımız için de mücadele ettiğimizin bilinciyle, tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz.

Bu sebeplerle; 

Hakkımız, halkımız ve hastalarımız için, ideal sağlık sistemi için, bugün ve yarın acil işlemler dışında sağlık hizmetini durduruyor, İŞ BIRAKIYORUZ! “

 

şanlıurfa doktor eylem