ANKARA - Türkiye’de cezaevlerindeki aşırı doluluk, mahkumların insan haklarına uygun şartlarda tutulmasını zorlaştırıyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Trabzon Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Sibel Su İçmez’in paylaştığı verilere göre, 1 Temmuz 2024 itibarıyla Türkiye’de toplam 403 cezaevi bulunuyor.Bu cezaevlerinde 295.064 hükümlü ve 47.462 tutuklu olmak üzere toplam 342.526 kişi kalıyor. Ancak, cezaevlerinin toplam kapasitesi 295.328 kişiyle sınırlı. Bu da kapasite fazlasının 47.198 kişi olduğunu gösteriyor.
İnsan Hakları ve Ceza İnfaz Sistemine Dair Endişeler
Cezaevlerindeki aşırı kalabalık, hükümlü ve tutukluların insan haklarına ve onurlarına yaraşır bir şekilde infaz edilmelerini imkansız hale getiriyor. Birçok cezaevinde mahkumlar kapasitenin üzerinde koğuşlarda kalırken, yeterli sağlık, hijyen ve sosyal alanların eksikliği ciddi sorunlar doğuruyor.Uzmanlar, aşırı doluluğun cezaevi koşullarını ağırlaştırdığını ve mahkumların rehabilitasyon süreçlerini olumsuz etkilediğini belirtiyor. Cezaevlerindeki aşırı kalabalık, şiddet olaylarını ve hastalık risklerini artırırken, mahkumların temel ihtiyaçlara erişimini de kısıtlıyor.Meclis Araştırma Komisyonu Reddedildi
Vekil Sibel Su İçmez, bu ciddi sorunun araştırılması ve çözüm üretilmesi amacıyla geçmiş tarihlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) bir araştırma komisyonu kurulmasını talep etti. Ancak, bu talep iktidar partisi milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Muhalefet, ceza infaz sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, kapasiteyi aşan mahkum sayısının, adalet ve insan hakları açısından büyük bir sorun teşkil ettiğini savunuyor.Alternatif Çözümler Gündeme Gelmeli
Cezaevlerindeki kapasite sorununun çözülmesi için hukukçular ve insan hakları savunucuları alternatif infaz yöntemlerinin değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Elektronik kelepçe, denetimli serbestlik gibi uygulamaların genişletilmesi ve bazı suç türleri için cezaların yeniden gözden geçirilmesi öneriliyor.Cezaevlerindeki mevcut durumun iyileştirilmesi için yetkililerin atacağı adımlar merakla beklenirken, insan hakları savunucuları bu konunun daha fazla gündeme getirilmesi gerektiğini vurguluyor.