ŞANLIURFA- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Urfa Şubesi, Şanlıurfa Tabip Odası Şanlıurfa’da sağlıkta şiddet olayına ilişkin Balıklıgöl Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. Salih Kösedağ (Balıklıgöl Devlet Hastanesi SES temsilcisi) tarafından ortak metin okundu.
“Sağlık emekçilerine yapılan her türlü şiddeti kınıyoruz” diyerek sözlerine başlayan Salih Kösedağ, şu ifadelere yer verdi:“Sağlıkta şiddeti durdurun!7 Ekim Cumartesi günü Balıklıgöl Devlet Hastanesi’nde eşine erkek hemşire tarafından enjeksiyon yapıldığı gerekçesi ile sağlık emekçisi arkadaşımızın burnunu kırılarak darp edilmiştir. Şahıs önce Adli kontrolle serbest bırakılmış, daha sonra tepkiler üzerine Savcılık talimatı ile gözaltı talimatı verilmiş olmasına rağmen zanlı firar etmiştir.Yasaların uygulanması dahi yoruma bırakılmış Sağlık Şiddet suçları katalog suçlar sınıfında değerlendirileceği yasalarca belirtilmesine rağmen çok defa gördüğümüz, şahısların serbest bırakılması ile gerçekleşen cezasızlık süreçleridir.Türk Tabipler Birliği ve SES, uzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemler konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet etmektedir.Bütün bu çabalarımıza rağmen, Dr. Ersin Arslan, Dr. Kamil Furtun ve Dr. Aynur Dağdelen’in öldürülmeleri ve nice şiddet olayı ile siyasal iktidarın sağlıkta hiçbir adım atmadığını üzülerek görüyoruz. Gelinen aşamada sağlıkta şiddet sağlık hizmet sunumunun hemen tüm aşamalarında yaygın ve ciddi bir sorun haline dönüşmüştür. Sağlık kuruluşlarında her gün ortalama 30 şiddet vakası yaşanmaktadır. Özellikle acil servisler şiddetin kol gezdiği, sağlık çalışanlarının kendilerini emniyette hissedemedikleri, sağlık hizmetini güvenli ortamlarda veremedikleri yerler haline gelmiştir.2003’ten beri ülkemizde “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile had safhaya ulaşan piyasacı; halk sağlığını ve sağlık emekçilerini yok sayan, değersizleştiren, kışkırtılmış sağlık politikalarının sağlık sistemini işin içinden çıkılmaz hale getireceğini, şiddeti daha çok artıracağını defalarca söyledik.Geldiğimiz noktada, ne gerçekten caydırıcı önlemler alındı ne de çalışma alanlarımızda ve koşullarımızda sağlıkta şiddete karşı düzenlemeler yapıldı. Her geçen gün sorunlarımız artarak devam ediyor. Başta yaşadığımız şiddet olmak üzere, çalışma koşullarımızın giderek kötüleşmesi, ekonomik ve özlük haklarımızın yıllar içindeki gaspı, yok sayılan sağlık hakkı, iyileşemeyen hastalar, bulunamayan ilaçlar, ertelenen ameliyatlar, mesleki özerkliğe yönelik müdahaleler,sağlık emekçilerinin tükenmişliği ve son zamanlarda iyice derinleşen ekonomik zorluklar, hayat pahalılığı, toplumun sağlığını bozmuştur. Toplumda artarak süregelen şiddet iklimi, iktidarın şiddet dili, sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları, hem bizi hem de halkı geçinememeye sürükleyen ekonomik buhranla birleşince; sağlığın fiziksel, zihinsel, toplumsal bütün bileşenleri de zarar görerek sağlık alanlarında şiddete de zemin oluşturmuştur. Sağlık Bakanlığı yaşadığımız bunca soruna ve şiddete karşı sadece tweet atmakla yetinmektedir. Sağlık Bakanı’na yeniden sormak istiyoruz: Artık canımıza da kasteden bu sorunlarımıza karşı halen sadece tweet atmakla mı yetineceksiniz? Herhangi bir önlem almayacak mısınız? Daha önce verdiğiniz sözleri ne zaman yerine getireceksiniz? Görmüyor musunuz, duymuyor musunuz, her ay sayısı katlanarak artan yüzlerce sağlık emekçisi bu kötü koşullar ve gelecek kaygısıyla ülkesini terk ediyor. Daha geçen hafta üç hekim intihar etti. Yüzlerce sağlık emekçisi her gün şiddet görüyor. Tüm sağlık emekçileri geçim derdi ile boğuşuyor. Günde en az 100 sözel ve fiziksel şiddetle karşılaştığımız,çalışma koşullarındayız.Sağlıkta artan şiddetin de, toplumda körüklenen şiddet dilinin de karşısındayız ve sağlıkta şiddetle etkin mücadele çağrımızı yineliyoruz. Asla yaşamımıza kasteden bu çalışma koşullarına boyun eğmeyeceğiz, emeğimizin sömürülmesine, geleceğimizin karartılmasına izin vermeyeceğiz.Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecektir.SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI URFA ŞUBESİ, ŞANLIURFA TABİP ODASIUzm. Dr. Fırat Erkem(Şanlıurfa tabip Odası Genel Sekreteri) Söz aldı.Ülkemizde ve şehrimizde sağlıkta şiddet olayı yaşanmayan maalesef gün geçmemektedir. Daha geçen hafta görevi başında katledilen Dr. Fikret Hacıosman andık. Kocaeli Körfez ASM’de 3 hekim arkadaşımız öldüresiye darp edildi. Cuma akşam hastanemiz acilinde hastasına gerekli tedavisini yaptıktan sonra hemşire arkadaşımıza insanlık dışı bir şiddet olayı yaşandı. Sevgili halkımız emin olun Urfa’da çalışan hekim ve sağlık çalışanları arkadaşlarımız çok yoğun ve ağır iş yükü altında çalışıyorlar. İlimizle özdeşleşen sağlık da şiddet olayları sonrası şehrimizde düzenli kalıcı bir sağlık sistemi kurmak çok zor. Mecburi hizmet atamaları ile oluşan personel açığı kapatılamaya çalışılsa da sürdürülebilir değildir ve bu yönde en çok zararı yine sizler göreceksiniz.Dün şehrimizde tamamen hukuk trajedisi yaşandı. Zanlı gözaltında iken ifade sonrası serbest bırakılmış olup sosyal medya üzerinden gelen tepkiler üzerine tutuklanma talep edilmiş ve zanlı firar etmiştir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Bakanlık tarafından övünülerek çıkarılan sağlıkta şiddet yasasının hangi maddesine dayanarak zanlı serbest kalmıştır. Buradan kamu otoritesini görevlerini tekrar hatırlatmak istiyorum.Bizler bize verilen ağır poliklinik sayılarına,fazla yapılması istenen ameliyatlara ve nöbetlere rağmen görevimizi yapıyoruz.Ama kamu otoritesi de görevini yapacak.Hekimlerin ve sağlık emekçilerinin güvenliğini sağlamak zorundasınız.İl sağlık müdürlükleri şiddete uğrayan hekimler ve sağlık emekçileri şikâyetçi olmasalar bile kamu davası niteliğinde olan bu davaları devam ettirmek zorundadır.Adaleti sağlayacak kurumlar biz devletin memurlarını ve kamu otoritesini korumak zorundalar.Bu şiddet olaylarının artık şehrimize yakışmadığını tekrardan hatırlatarak şiddete uğrayan arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.”
“Sağlık emekçilerine yapılan her türlü şiddeti kınıyoruz” diyerek sözlerine başlayan Salih Kösedağ, şu ifadelere yer verdi:“Sağlıkta şiddeti durdurun!7 Ekim Cumartesi günü Balıklıgöl Devlet Hastanesi’nde eşine erkek hemşire tarafından enjeksiyon yapıldığı gerekçesi ile sağlık emekçisi arkadaşımızın burnunu kırılarak darp edilmiştir. Şahıs önce Adli kontrolle serbest bırakılmış, daha sonra tepkiler üzerine Savcılık talimatı ile gözaltı talimatı verilmiş olmasına rağmen zanlı firar etmiştir.Yasaların uygulanması dahi yoruma bırakılmış Sağlık Şiddet suçları katalog suçlar sınıfında değerlendirileceği yasalarca belirtilmesine rağmen çok defa gördüğümüz, şahısların serbest bırakılması ile gerçekleşen cezasızlık süreçleridir.Türk Tabipler Birliği ve SES, uzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemler konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet etmektedir.Bütün bu çabalarımıza rağmen, Dr. Ersin Arslan, Dr. Kamil Furtun ve Dr. Aynur Dağdelen’in öldürülmeleri ve nice şiddet olayı ile siyasal iktidarın sağlıkta hiçbir adım atmadığını üzülerek görüyoruz. Gelinen aşamada sağlıkta şiddet sağlık hizmet sunumunun hemen tüm aşamalarında yaygın ve ciddi bir sorun haline dönüşmüştür. Sağlık kuruluşlarında her gün ortalama 30 şiddet vakası yaşanmaktadır. Özellikle acil servisler şiddetin kol gezdiği, sağlık çalışanlarının kendilerini emniyette hissedemedikleri, sağlık hizmetini güvenli ortamlarda veremedikleri yerler haline gelmiştir.2003’ten beri ülkemizde “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile had safhaya ulaşan piyasacı; halk sağlığını ve sağlık emekçilerini yok sayan, değersizleştiren, kışkırtılmış sağlık politikalarının sağlık sistemini işin içinden çıkılmaz hale getireceğini, şiddeti daha çok artıracağını defalarca söyledik.Geldiğimiz noktada, ne gerçekten caydırıcı önlemler alındı ne de çalışma alanlarımızda ve koşullarımızda sağlıkta şiddete karşı düzenlemeler yapıldı. Her geçen gün sorunlarımız artarak devam ediyor. Başta yaşadığımız şiddet olmak üzere, çalışma koşullarımızın giderek kötüleşmesi, ekonomik ve özlük haklarımızın yıllar içindeki gaspı, yok sayılan sağlık hakkı, iyileşemeyen hastalar, bulunamayan ilaçlar, ertelenen ameliyatlar, mesleki özerkliğe yönelik müdahaleler,sağlık emekçilerinin tükenmişliği ve son zamanlarda iyice derinleşen ekonomik zorluklar, hayat pahalılığı, toplumun sağlığını bozmuştur. Toplumda artarak süregelen şiddet iklimi, iktidarın şiddet dili, sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları, hem bizi hem de halkı geçinememeye sürükleyen ekonomik buhranla birleşince; sağlığın fiziksel, zihinsel, toplumsal bütün bileşenleri de zarar görerek sağlık alanlarında şiddete de zemin oluşturmuştur. Sağlık Bakanlığı yaşadığımız bunca soruna ve şiddete karşı sadece tweet atmakla yetinmektedir. Sağlık Bakanı’na yeniden sormak istiyoruz: Artık canımıza da kasteden bu sorunlarımıza karşı halen sadece tweet atmakla mı yetineceksiniz? Herhangi bir önlem almayacak mısınız? Daha önce verdiğiniz sözleri ne zaman yerine getireceksiniz? Görmüyor musunuz, duymuyor musunuz, her ay sayısı katlanarak artan yüzlerce sağlık emekçisi bu kötü koşullar ve gelecek kaygısıyla ülkesini terk ediyor. Daha geçen hafta üç hekim intihar etti. Yüzlerce sağlık emekçisi her gün şiddet görüyor. Tüm sağlık emekçileri geçim derdi ile boğuşuyor. Günde en az 100 sözel ve fiziksel şiddetle karşılaştığımız,çalışma koşullarındayız.Sağlıkta artan şiddetin de, toplumda körüklenen şiddet dilinin de karşısındayız ve sağlıkta şiddetle etkin mücadele çağrımızı yineliyoruz. Asla yaşamımıza kasteden bu çalışma koşullarına boyun eğmeyeceğiz, emeğimizin sömürülmesine, geleceğimizin karartılmasına izin vermeyeceğiz.Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecektir.SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI URFA ŞUBESİ, ŞANLIURFA TABİP ODASIUzm. Dr. Fırat Erkem(Şanlıurfa tabip Odası Genel Sekreteri) Söz aldı.Ülkemizde ve şehrimizde sağlıkta şiddet olayı yaşanmayan maalesef gün geçmemektedir. Daha geçen hafta görevi başında katledilen Dr. Fikret Hacıosman andık. Kocaeli Körfez ASM’de 3 hekim arkadaşımız öldüresiye darp edildi. Cuma akşam hastanemiz acilinde hastasına gerekli tedavisini yaptıktan sonra hemşire arkadaşımıza insanlık dışı bir şiddet olayı yaşandı. Sevgili halkımız emin olun Urfa’da çalışan hekim ve sağlık çalışanları arkadaşlarımız çok yoğun ve ağır iş yükü altında çalışıyorlar. İlimizle özdeşleşen sağlık da şiddet olayları sonrası şehrimizde düzenli kalıcı bir sağlık sistemi kurmak çok zor. Mecburi hizmet atamaları ile oluşan personel açığı kapatılamaya çalışılsa da sürdürülebilir değildir ve bu yönde en çok zararı yine sizler göreceksiniz.Dün şehrimizde tamamen hukuk trajedisi yaşandı. Zanlı gözaltında iken ifade sonrası serbest bırakılmış olup sosyal medya üzerinden gelen tepkiler üzerine tutuklanma talep edilmiş ve zanlı firar etmiştir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Bakanlık tarafından övünülerek çıkarılan sağlıkta şiddet yasasının hangi maddesine dayanarak zanlı serbest kalmıştır. Buradan kamu otoritesini görevlerini tekrar hatırlatmak istiyorum.Bizler bize verilen ağır poliklinik sayılarına,fazla yapılması istenen ameliyatlara ve nöbetlere rağmen görevimizi yapıyoruz.Ama kamu otoritesi de görevini yapacak.Hekimlerin ve sağlık emekçilerinin güvenliğini sağlamak zorundasınız.İl sağlık müdürlükleri şiddete uğrayan hekimler ve sağlık emekçileri şikâyetçi olmasalar bile kamu davası niteliğinde olan bu davaları devam ettirmek zorundadır.Adaleti sağlayacak kurumlar biz devletin memurlarını ve kamu otoritesini korumak zorundalar.Bu şiddet olaylarının artık şehrimize yakışmadığını tekrardan hatırlatarak şiddete uğrayan arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.”