Yıllardır sorunlar yumağı haline gelen Urfa, büyükşehir olmasına rağmen halen sıradan bir şehir görümünde.
Ülkenin ve bölgenin en büyük projesi olan GAP’ın bile makul seviyeye getiremediği bu şehirde bırakın sorunların bitmesini, aynı sorunların artarak devam ettiğini söylemek mümkün.
Trafiği kaldıramayan yolları, konutları besleyemeyen elektriği, tarım işçilerini istihdam edemeyen GAP’ı, boş dağlar yerine bağ ve bahçelere dikilen beton bloklarını seyrediyoruz her zaman ki sorumsuzluk örneğiyle.
Şehir adına üç kişinin bir araya gelemediği, gelmediği bir ortamda bir siyasinin çevresinde Kâbe tavaf edilir gibi dönüş olayları buna en önemli etkendir.
Kaldı ki şehircilik anlamında Belediyelerin bünyesinde liyakatsizlerin saf tuttuğu yerde maalesef bu şehrin sorunları halay çekiyor Urfalıların çepikleri eşliğinde.
Yerel basının kişisel övgüleri ışığında memleketin kanayan yaraları göz ardı edilirken Urfalı kaderine razı bir şekilde seyrediyor her zamanki zihniyet ve kendine inat ısrarıyla.
Bu il de hizmet ve projelerin sorgulanması, takip ve talep edilmesi gerekirken ŞBB başkanının yabancı dil konuşması haftalarca yer aldı yerel basında.
Biri de çıkıp demedi ki bu şehre yeni yollar, yeni projeler, yeni imar yasası vs. gerekirken Başkanın yabancı dil bilmesini niye bu kadar ön plana çıkarıyorsunuz?
Ama sormazlar; zira kaderine razı Urfalının ne hizmet talebi ne şehirle ilgili proje talebi olmaz, olamaz.
Neden mi?
Urfalı rahatlığı şehrinden daha çok sever!
Sen bir sorunu yazarken ya da gündeme taşırken o klasikleşmiş, kronikleşmiş deyimi patlatır suratına: “Rehetiye bah lo, bıze ne!”