Çocuklarda televizyon izlemenin ve bilgisayar ile ilgilenmenin oranı ne olmalıdır, bu oran aşılırsa ne tür hastalıklara davetiye çıkarılır?
Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre çocukların ve gençlerin ekran (TV ya da bilgisayar ekranı) karşısında geçirdikleri süre günde 2-5 saat arasında değişmektedir. Bu da 365 günle çarpılınca yılda 730-1825 saate karşılık gelmektedir.
Bu süre çocukların okulda geçirdikleri süre olan yılda (7 saat x 180 gün) 1260 saat oluyor. Yani günümüzde çocuklar ve gençler uyumak dışında yapılan her şeyden daha fazla zamanlarını ekran karşısında geçiriyorlar. Demek oluyor ki tv ve internet okuldan ve ailelerden daha etkili oluyor.
Yine yapılan araştırmalara göre okul öncesi dönemde TV izlemeye hatta bilgisayar başında zaman geçirmeye aileleri tarafından yönlendiriliyorlar. Üstelik okul öncesi dönem çocukları genellikle tüm gün evde oldukları için ekran karşısında geçirdikleri süre çok daha uzun olabiliyor.
Evlerde televizyonlar bütün gün açık oluyor ve çocuklar doğrudan izlemeseler bile oradan gelen ses ve görüntülere maruz kalıyorlar. Son zamanlarda özellikle cep telefonları annelerin çocuklarını avutma aracı olarak kullanılıyor. Çarşıda, pazarda ve misafirlikte çok rahatlıkla görebilirsiniz.
TV ve Bilgisayar farkına varmadan öğrencilere zarar veriyor.
Çizgi Filmler: Büyük çoğunluğunda saldırma, yok etme, vurma, savaş, büyü, sihir…
Diziler: Mafya, cinsellik, şiddet, çeşitli sahtekarlıklar, doğa üstü güçler, ruhlar…
Haberler: Savaş, terör, kapkaç, kaçırılma, hırsızlık, cinayet…
Reklamlar: marka takıntısı, gereksiz alışveriş… Özellikle reklamlardaki 25.KARE sayesinde insanlara bilinçaltı kötü alışkanlıklara sevk ediyorlar.
Erişkin dünyasında tanık olmasını istemeyeceğiniz her şeyle, çok erken yaşta medya aracılığıyla tanışıyorlar.
Çok fazla ekran karşısında zaman geçiren çocuklarda;
Dil gelişimi(konuşma güçlüğü) çekiyorlar.
Sosyal olamıyorlar. Tek arkadaşları internet olduğunda arkadaş çevreleri olmuyor. Bu da iler ki yaşlarda daha ciddi sıkıntılara yol açıyor.
Okuma yazma güçlükleri, eğitim hayatında zorlanma ve isteksizliklere neden olabiliyor.
0-2 yaş arasındaki çocukların yaşamında televizyon ya da bilgisayarın hiç yer almaması önerilmektedir.
Televizyon ve bilgisayar ekranında görüntüler her 5-6 sn’de bir değişir. Bu hızla değişen görüntü ve sesleri izleyen kişi düşünmeden, yorumlamadan pasif izleyen konumuna geçer. TV izlerken hem beden hem de zihin tamamen pasif durumdadır.
Tv deki bazı gündüz yayınları özellikle ev hanımlarını saatlerce ekran karşısında zaman geçirmesine neden oluyorlar. Bu yayınlar özellikler bizim aile yapımıza çok büyük zararlar veriyorlar. Bu yayınlara maruz kalan kişilerde hem zamanlarını kötü kullanmış oluyor hem de özenti oluşmuş oluyor.
Ekrandaki korkunç görüntüler ve sesler çocukların belleklerinde kalıcı bir biçimde saklanır. Hatta bu tür görüntüleri izledikten sonra kendi kendilerine zihinlerinde aynı görüntüleri canlandırabilirler. Bundan sonra en ufak bir uyarandan sonra aşırı korku, panik, gece kabusları, uyku bozuklukları gelişebilir.
Fiziksel sonuçlar: Hareketsizlik ve buna bağlı sağlık, kilo sorunları.
Duygusal sonuçlar: Korkular, kaygılar, sinirlilik, aşırı duygusallaşma
Bilişsel: Sözel becerilerde kısıtlılık, dikkat dağınıklığı, okul başarısızlığı, yaratıcılığın azalması, okumaya ilgisizlik
Davranışsal sonuçlar: Şiddet eğilimi, küfür, cinsellikle erken tanışma, dürtüsellik, tüketim ve marka tutkusu, bağımlılıklar
Sosyal sonuçlar: Sosyal ilişkilerde zorluk, kısıtlılık, farklı değerler ve inançlar-yalan, sahtekarlık.
Sonuç olarak programları anne baba seçmeli. Günde ekran karşısında geçirecekleri zaman bir saati geçmemeli. Anne baba çocukla birlikte konuşarak, tartışarak izlemeli, TV izleme tutumu konusunda anne baba örnek olmalı:
- Seçici olmak, program bittiğinde TV’yi kapatabilmek.
- TV dışında etkinlikler, sohbet, okuma, oyuna zaman ayırmak.
- Aile kuralları:
- Yemek yerken TV izlenmeyecek.
- TV bütün gün açık olmayacak.
Çocuğun hobileri, oyunları, diğer çocuklarla bir araya gelmeleri desteklenmeli.
TV ödül ya da ceza olarak kullanılmamalı…
Ülke genelinde maalesef aileler çocuklarına belirsiz bir şekilde içerik izletiyor. Bu da çocukların kendini ifade etmelerinden bir gelişimlerine kadar olumsuz etkilere neden oluyor.
Ailelerimizin bilinçli bir şekilde çocuklarına içeri izletmeleri gerekiyor.
Sayın Aziz hocam , biliriz ki eğitim sizin işiniz. Ülkemizin kanayan yarasına vurgu yapmışsınız.. Kaleminize sağlık. Yazılarınızı dikkatle takip ediyorum. Bizlere ufuk açıyorsunuz.İfade ettiğiniz gibi gelecek nesillerin bazılarının sıkıntı çekeceğini söylemek isabetli bir tespit olur sanırım.Selamlar.
Evet bu konu, Güncel hayatın içinde ve sosyal, kültürel, dil, dini inanç, felsefi- siyasal düşünce ve etnik kökeni farklı olsa da, tüm ailelerimizi ve çocuklarımızı ilgilendiren hemen hemen her ailenin karşılaştığı bir problem maalesef!. Eğitimin içinde, farklı aile ve çocuklarla birlikte, deneyimi olan Aziz hocam, konuyu ve çözüm yollarını çok güzel ifade etmiş. Yol gösterici bir bilgilendirmeleriniz için Teşekkürler değerli hocam