Yaşamın ağır yükler omuzladığı, hayatın çetin koşullarını beraberinde getirdiği,emeğin,emekçinin,çalışanın mücadele ettiği gündür 1 Mayıs.
Bu tarihi direniş gününde işçilerin haklarının aramaları,mücadele etmeleri,kolektif ilerlemeleri ve hakkı olan kazançlarını elde etmeleri için düzenledikleri eylem ve mücadeleler kriminalize değil en büyük yasal haklarıdır.
Emeğin hakkı ancak ve ancak alın teri kuruyunca işçilere verilen minnet ve mükafat gibi görülmekte! 1986'dan bu yana evrensel hak arayışına giren ve sendikal mücadelerle direnen işçilerin talepleri ve çaresizlikleri günümüze kadar ilerlemektedir...
İşçi güvenliğinin korunmadığı ve uzun saatler çalışıp düşük bir ücretle çalışmak zorunda bırakıldığı,hakkın olmadığı,can güvenliğinin olmadığı,alın terinin refah bulmadığı işçilerin eylem ve mücadelesi isyan olmaya ve ayaklanmaya devam edecektir...
Haklarını alamayan, çalışma şartlarının zor olduğu,emeğin karşısında sömürünün olduğu,işten çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya olduğunda 1 mayısta eylem ve mücadele haktır.
Bugün yasal haklara sahip olan işçiler haklarını aramaya kalktıklarında bile baskı ve tehditler görülüyor!
Taşeron sistemde işçiler memur statüsüne alınmamaktadır ve kadrolu işçi olarak çalıştırılmamaktadır.
Kısacası; işçi haklarının evrensel oluşu var ama uygulamada ne yazık ki verilmiyor ya da eksik veriliyor. Emeğin karşılığını eşit alacakları ve haklarının meşru olduğu bir ülke dilerim hepimize...