Ortadoğu coğrafyasında yeni bir yangın daha büyüyor. Suriye’nin Süveyda vilayetinde Dürziler ile Bedevi aşiretler arasında çıkan çatışmalar, yüzlerce cana mal oldu. Ancak mesele sadece bir çatışma değil; daha derin, daha kirli bir hesaplaşmanın izdüşümüdür.
Bugün Dürziler, “hain” ilan ediliyor. İsrail ile işbirliği yaptıkları iddiaları havada uçuşuyor. Bu ithamlar devasa bir kitleyi tamamen hedef gösterecek noktaya vardı. Ama bir soru burada duruyor: Eğer İsrail ile iş tutmak hainlikse, Gazze’de 50 bini aşkın sivilin ölümüne yol açan İsrail’e karşı neden tek bir taş bile atılmadı?
Ortadoğu halkları ve özellikle Arap devletleri için bu bir samimiyet testidir. Gazze’deki katliama sessiz kalan, Filistin için sadece temennilerle yetinen liderlerin, Dürziler üzerinden yüksek sesle hüküm vermesi (Örgütler üzerinden) inandırıcı değildir. İsrail ile diplomatik ve ekonomik ilişkilerini sürdürenler kim? Büyükelçiliklerini taşıyanlar, ticari anlaşmalara imza atanlar, kimi zaman “gizli müttefiklik” söylemleriyle göz kırpanlar kim?
Dürzileri İsrail’le işbirliği yapmakla suçlayanlar, asıl büyük işbirlikçilerin kendi yöneticileri olduğunu göremeyecek kadar mı kör, yoksa bilerek mi üç maymunu oynuyorlar?
Bugün bazı güçler Dürziler üzerinden Suriye’nin etnik ve dini çeşitliliğini hedef alıyor. Bu söylemlerle halklar arasında yeni nefret dalgaları yaratılıyor. “Aşiret” adı altında çöllerden çıkarılan bazı silahlı gruplar sahaya sürülüyor. Bu oluşumların hangi istihbarat servisleriyle bağlantılı olduğunu düşünmek, bölgedeki herkesin hakkıdır.
Suriye'de yaşanan bu tehlikeli gelişmeler, sadece Süveyda’da değil, tüm bölge için yeni bir iç savaş ve kaosun fitilini ateşleme potansiyeli taşıyor. İsrail’e karşı tek kelime etmeyenlerin, Dürzileri hedef alarak sahte bir “direnişçilik” oynaması samimiyetsizliğin en net ifadesidir.
Ortadoğu halklarının artık bu kirli oyunları görmesi gerekiyor. Samimi olanlar önce Gazze için ayağa kalkmalı. Eğer adaletten yanaysanız, Filistin için ne yaptıysanız şimdi Dürziler için de aynı insani ve siyasi duyarlılığı göstermelisiniz.
Çifte standartla, seçici adaletle, mezhep ve etnik kimlikleri bahane ederek yürütülen politikaların sonu, sadece daha fazla kan ve gözyaşıdır.
İsrail’e tek laf edemeyenlerin, Dürzileri hedef göstermesi ne cesaret ne de adalet içerir. Bu sadece büyük bir oyunun taşeronluğudur.



















