Bir zamanlar nar çiçekleriyle uyanan, fıstık dallarıyla gölgelenen şirin bir köydü Karaköprü. Şanlıurfa’nın bereketli topraklarına yaslanmış, yazın kavurucu sıcağında serin bir nefes sunan, kışın ise toprağıyla sessizliğe bürünen mütevazı bir yurt köşesiydi Karaköprü.
Ama o Karaköprü artık yok.!!
Toprağın bereketini değil, arsanın rantını gözeten bir zihniyet aldı eline haritayı. Sermayenin doymak bilmez açlığı, köyün kalbine kazma gibi indi. Her damla gölge, her kök, her kuş cıvıltısı yavaşça sustu. Nar bahçeleri birer birer yok oldu. Fıstık ağaçlarının gövdeleri, vinçlerin ve kepçelerin paletleri altında ezilerek yok edildi.
Şimdi Karaköprü, adını bile unutan bir ilçeye dönüştü. Beton kulelerin gölgesinde kalan birkaç yaşlı fıstık ağacı, geçmişin utangaç birer tanığı gibi karşımızda duruyor.
Onlar hâlâ direniyor.
Yanında çocuk sesleri değil artık; kornalar, iş makineleri, yükselen toz bulutları var.
Bu, insan ile doğa arasında süren sessiz bir savaştır. Ve Karaköprü’nün ortasında yalnız başına duran o son fıstık ağacı, bu savaşın en yalın, en dokunaklı resmidir.
Bir dalı kırık, bir yaprağı tozlu o ağaç, betonun ortasında sanki şöyle haykırıyor:
"Ben burada vardım. Siz daha gelmeden önce. Şimdi benim yokluğumda neyi büyüteceksiniz? Kimin gölgesinde serinleyecek, kimin meyvesinden tadacaksınız? Günü geldiğinde paranın yenmeyeceğini anlayacaksınız ama işte o zaman her şey bitmiş olacak!"
Karaköprü, sadece toprağını değil; hafızasını, kokusunu, dokusunu ve sesini de yitirdi. Artık sadece adreslerde bir isim, tapularda bir parsel. Ama asla eskisi gibi bir “yuva” değil.
Kimi yerler vardır; ağaçlarıyla, bahçeleriyle, sessizliğiyle yaşar. Onları yaşatan insanlar değil, insanların onlara dokunmayışıdır. Karaköprü bu inceliği kaybetti. Ve bunun bedelini sadece doğa değil, insan da ödeyecektir.
Belki bir gün biri o son fıstık ağacının gövdesine yaslanıp,
"Neden bu kadar yalnızsın?" diye soracak.
Ve o ağaç cevap vermeyecek.
Çünkü artık anlatacak bir köy bir öyküsü kalmamış olacak.
İnsanoğlunn doyumsuzluğu ve aç gözlülüğü her tarafı betona gömdü.. İlçe yaşanılmaz bir hale geldi.
Türkülere konu olan o karaköprüartık yok...