Beş yıl önce dört arkadaş bir hayalle yola çıktık: Şanlıurfa'da fark yaratacak bir ajans kurmak. Adını Balıklıgöl'den aldık; köklerimizden ilhamla büyüsün, bu toprakların sesine ses katsın istedik.
Zamanla arkadaşlarımız yollarını ayırdı. Geriye bir çift el, bir tutam inanç ve bir yürek dolusu kararlılık kaldı. Onlara emekleri için gönülden teşekkür ediyorum. Ama asıl yolculuk o gün başladı. Kimsenin gölgesine sığınmadan, kimseye boyun eğmeden, tehdit etmeden, şantaj yapmadan, yalakalık yapmadan... Sadece ve sadece işimizi yaparak.
Bugün Ajans Balıklıgöl, Şanlıurfa'nın ve bölgenin sayılı ajansları arasında gösteriliyorsa, bunun arkasında gecesini gündüzüne katmış bir emeğin, gözyaşıyla sulanmış bir inadın ve alın teriyle örülmüş bir sabrın hikâyesi var.
Ajans yürürken biz de yürüdük. Yeri geldi durduk, nefes aldık. Ama asla geri dönmeyi düşünmedik. Maddi zorluklar karşısında başka işler yaparak ayakta kaldık. Zaman oldu kavga ettik, zaman oldu güldük, eğlendik, hüzünlendik. Ama hiçbir zaman vicdanımızı satmadık. Eğilmedik. Eğilecek yerimiz yoktu çünkü.
Bu yolculukta en büyük paydaşım, yol arkadaşım Naime Keçeci’dir. Bazen bir abla, bazen anne, bazen de yoldaş olduk...
Onunla birlikte bu ajansı bir bebek gibi büyüttük. Kimi zaman uykusuz gecelerle, kimi zaman bin bir stresle yoğrulmuş günlerle...
Ama her zaman haklının yanında, doğrunun izinde, dik bir duruşla büyüttük.
Çünkü bu bebeği haksızlığa karşı hırçın hakka karşı uysal bir genç yapmaktı niyetimiz...
Biz bir ajans kurmadık aslında. Biz, bağımsızlıkla yoğrulmuş bir mücadele hattı kurduk. Bu ajans, kime yaranmak gerektiğini değil, nasıl dik durulacağını anlatan bir hikâyedir. Bu yüzden başarılarımız sadece rakamlarla değil, duruşumuzla ölçülür.
Bugün tırnaklarımızla geldiğimiz bu noktadan daha ileriye gitmek için yine yürümeye devam ediyoruz. Evet, yorulduk. Ama hiçbir zaman "bitti" demedik. Çünkü biz başladığımız gün karar verdik: Bu hikâye bizim elimizle, bizim emeğimizle yazılacak. Başkalarının kalemiyle değil.
Son söz:
Bir iş kurmak kolay, ama inşa etmek başka bir şeydir. Hele ki dürüstlükten taviz vermeden ayakta kalmak, belki de işin en zorudur. Biz bu zoru seçtik. Çünkü inandık. Çünkü bu şehir, samimiyetle çalışanları hak ediyor.
Ve biz hâlâ buradayız. Çünkü bu topraklarda doğruyu söyleyenlerin sesi olmaya devam edeceğiz.



















