Abiyene tabirle, yobaz örümcek kafalı zihniyetlerin kasıtlı ve bilinçli olarak laikliği
"DİNSİZLİK, İNANÇSIZLIK " Olarak yorumlayıp inançlı ve dürüst gerçekleri dile getirmekten çekinmeyen halk ve düşünce insanları üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanmak sureti ile kendilerinin istedikleri çıkar ve menfaat ilişkileri için zemin olarak saf-arı ve dürüstlük olan inançları yozlaştırıp çıkar sağlama aracı haline dönüştürmektedir.
Halbuki, hem mantıksal hem literatürde ve hem de evrensel normda laik "Dinlerin Devlet eli ile değil inanır kişilerce uygulanması Dinlerin Devlet erkine, devletinde din erklerine müdahalesine mani olmak için uygulanması gereken diğer inanç ve dinler üzerlerinde birbirlerine baskı unsuru oluşturmaları için ayrımsız, anasız fakatsız denetim görevlisi olmaktır " denilmekte ve bağlamda herkes kendi inancının gereğini yerine getirmekte özgür olduğu kadar Devlete dolayısı ile diğer ayrık düşünce ve inançların güdümünde töhmeti altında kalmamak için gider ve masraflarının kendi inanırları tarafından yerine getirilmesidir.
Yani Devlet, Hiç bir din ya da inanç için ibadet merkezleri kurslar açmaz yapmaz, memur ve diğer çalışan din görevlilerine maaş ayni veya nakdi yardım yapmaz yapmamalıdır.
Çünkü Devletin Dini olmaz, olmamalıdır, Devletin dini olunca, ister istemez riyakarlık, kayırmacılık ve iki yüzlülükler başlar ve Devletin yasalarında geçen din için bütçesinden okkalı paylar ayırmak zorunda kalacak ve bu paylarında o ülkede yaşayan tüm halkın rızası hilafına vergi, harç, gelir vb zorunlu kesintilerinden karşılamak zorunda kalır. Bu durumda rızası hilafına alınan ve beslediği desteklediği din harcamaları sorgulama bilir duruma gelir. " Harcamalar Helal mi, Haram mıdır " rızası hilafına olan gider ve harcamalar Helal olabilir mi ..?
O zaman yaşatmaya çalıştığın inancın dinin temel şartı " HELLALİK ALMAK ve HARAMA EL UZATMAMAK " Güme devlet ve inanırlar eli ile atılmış olmaz mı. .!
Bir devlet yönetimi düşünün yasalarında Laik olduğu aleni açık seçik yazmasına rağmen ve ülkesinde de Hristiyan’ı, Zerdüştî’si, İslam'ı, Dinsizi, Alevisi vb her anlayış ve düşünceden ve bu genel düşünceler içerisinde de kendi aralarında kollara ayrılma ( yorumlama şekli nedeni ile ) Mezhepler bulunuyorsa ve Devlet denilen örgüt bu kadar kolları ayrılıkları ve inançları hep birlikte bağrında besliyor, Asker ediyor, memur ediyor, isimlendirmeleri ne olursa olsun vergiler harçlar alıyor ve bu aldığı harç ve vergilerle yollar, hastaneler okullar, iş alanları, barajlar yapıyor burada her kesimini ayrımsız faydalandırıyor kullanımına arz ediyor.
Peki.:
Aynı ülke içinde tüm ayrık inançlar ve bu inançlar içinde de mevcut olan anlayış ve yorumlama farklılığına rağmen sadece TEK BİR İNANCIN VE TEK BİR KOLUNA, hizmeti aktarıyor, ve Bunu da Dini kurum olarak kendi halkına dayayarak hatta dayatıyorsa, ve halktan alınan milyarlarca TL’yi sadece bu ayrılıklı özel ( Yasasına koyduğu Din ve Kol )a aktarıp, çalışanlarına ayrıcalıklar ve imtiyazlar tanıyor ve o inancın tüm kurum ibadethane kurs, yurt aklınıza ne gelirse kendisi halkın parası ile yaparsa, o inanç ve kol( mezhep) dışında kalan adları kimlikleri ve yaklaşımları ne olursa olsun. Haklarını helal ederler mi sanıyorsunuz .?
Tabiki, asla hiç bir anlayış inanç ve mezhep bu durumu tasvip etmez, etmediği gibide kayırılmış olan inanç ve kol'a karşı nefretle yaklaşır, hakkını helal etmesi ya da etmemesi bir yana ZEHİR ZIKKIM eder.
İşte tüm bu gerçekler doğrultusunda, devlet şayet yasasında laiklik varsa ya laikliği kaldırıp silecek, yada Yasalarına din kimliğini koymayacak laik bir şekilde Din ve inançlar üzerindeki baskı olma gayesinden vaz geçerek inançlar arası baskın olmanın önüne geçmek için Hukuk ve laiklik kurallarına uygun olarak denetmenliğini icra edecektir ve de etmelidir.
Aksi takdirde kimse kimseyi kandıramaz kandırmasında, yapılan zülümdür, işkencedir,
hukuksuzluktur ve inançların karinesine aykırıdır. Helal değil HARAM' dır…



















