Savaş kelime itibarı ile insanlık tarihinin hafızalarda bıraktığı ölüm, zülüm işkence katliam, sürgün vb negatif düşünceleri çağrıştıran barışın ve huzurun düşmanı insanlığın yüz karası eylemleri olarak belleklerde kazınmıştır.
Hiç düşündük mü acaba, her günümüz bir savaş diye ..!
Hemen tepkiler doğal ve haklı olarak yükselir, ama kelimeyi biraz eşeleyince ve ölüm meydanlarından yaşam alanlarına çektiğimizde gerçeklerle yüzleştiğimizde işte o zaman
"Doğru yaşamın her alanı bir savaştır " diye biliriz..! Ne dersiniz ..?
Gelelim savaş diyalektiğinin felsefesinin insan ve toplumlar üzerindeki negatif düşünceden insanları soyutlayarak pozitif bir düşünce fikrine evriltmeye, kavgaların baskıların zülüm ve işkencelerin, para psikolojileri sonucu sönen yaşamların karşısında bir de 'BARIŞ SAVAŞI' var bence, Nasıl mı...?
Her savaş neticede ömür billah devam etmeyeceğine göre bunun diğer yönü barış ve uzlaşı savaşı, yani barışı sağlamak için verilen savaş ( Mücadele ) savaşların zülümlerın devam ettiği ettirildiği bir ortamda barış elçisi olmak barış için savaşım vermek hiç de kolay olmazsa gerek çünkü; Her taraftan söz işitme eleştirilme, aşağılanma, yozlaştırılma vb değişik versiyonlarda hakaretlere iftiralara maruz kalmanın yanında birde asıl amacını unutmadan ve her türlü yazılı sözlü baskıları göğüsleyerek 'BARIŞ VE UZLAŞI' için savaş vermek didinmek çabalamak ve nihayetinde barışa belki de ramak kala hayata özlem duyguları ile veda etmekte var sonuç itibarı ile..
Savaşın öteki bir diğer yüzüne gelince rkmek savaşı, geçim savaşı ve özellikle adalet, hak hukuk savaşı ile beraber, öznel olarak vicdan savaşı ve sonucu itibarı ile Hiçbir etki ve baskı altında kalmalara göz yummadan tamah etmeden kendini kalemini, dilini ve vicdanını satmadan gerçek inanç-ı için inanç değerleri için savaş ,yani doğruluk yani hakkaniyet yani nesnel adalet yanında öznel olan tanrı adaletini savunma savaşı, fakat bunu yaparken asarak keserek yok ederek yakarak değil, vicdanla, akıl ile ve doğru bilgi ile ikna etme Savaşı,
Gündelik yaşamımızda ekmek savaşlarının, adalet ve özgürlük savaşlarının nesnel sonuçlarını bu evrende belki bizim yaştakiler görür veya göremez ancak geçmişten günümüze baktığımızda ilkel kominal toplumlardan, avcı toplayıcı toplumlara ana erkil toplumlardan ataerkil toplumlara, çok tanrılı toplumlardan göksel ve tek tanrılı toplumlara ve bunlarla beraber, kapitalist anlayışlardan sosyalizme varıncaya kadar on binlerce yıllık bir çağların getirdiği değişim dönüşüm savaşlarını ve bunların kazanımlarını ve kötülerin katillerin, diktatörlerin, din tüccarlarının ömür billah bu fiillerini sürdüremediklerini yakın tarihlerinizden ve coğrafyamızdan biliyoruz.
İşte insana haşr olunan ve en doğru en adil ve en dobra Savaş-ın Barış ve Hak Hukuk savaşı olduğu gerçeğini bir kez daha teyit ederek ve hatta yaşam denen temel diyalektiğin de verdiği gerçekliği göz önünde bulundurarak, Herkes bu Evrenden gelip gidecek kimileri LANETLENEREK, KİMİLERİ YAD EDİLEREK ... hangi şekilde anılmak ve bu uğurda savaşım vermek daha insani sizce...!
Yıldızlar ve barış yoldaşın olsun, ışıklar içinde uyu Sırrı Can aşk ile