Dikkat ettiyseniz geçmiş yıllara oranla çok fazla polis, asker, infaz koruma memuru alımları yapıldı ve daha da yapılmakta. Şu an atamalarda gözler en çok bu alanlardan gelecek alım haberlerine çevriliyor.
Açıklanan kontenjanların sayıca yüksek olması hoşumuza gidiyor. Çünkü bu durumda atanma hayali de artıyor.
Sadece bu alanlarda da değil, hukuk alanında da öyle. Hakim, savcı ve avukata duyulan ihtiyaç gün geçtikçe katlanıyor.
İşsizliğin arttığı bu dönemde bu alanlarda alımların çok olması sevindiricidir elbette, ama uzun vadede düşünürsek durumun vahim olduğunu kavramamız gerekiyor.
Eğer hukuk alanında ihtiyaçlar arttıysa bu toplumdaki hukuk sisteminin yetersiz olduğunu ve çözümleyici olmadığını gösterir. Güvenlik güçlerine ihtiyaç arttıysa bu da suç oranının arttığını ve toplumda çözülmenin başladığını gösterir.
Ülkemizde suç ve sapmaların arttığını, ama hukuki yapının bu anlamda yetersiz kaldığını görüyoruz. Her gün binlerce ölüm haberine, birbirini ceviz kabuğunu doldurmayacak nedenlerle öldüren insanlara tanık oluyoruz. Sadece ölüm değil, hırsızlık ve diğer alanlarda da suçlar gün geçtikçe artıyor.
Binlerce hukukçu, polis, asker alımı yapıldı. Peki, hangileri artan sapmaları azalttı? Hiçbiri neredeyse. Demek ki bu alanlarda artan alımlar çok fayda etmiyor. Çözümü sorunun kaynağında bulamıyoruz.
BİR SUÇU, SUÇLUYU ÖNLEMEK İÇİN ONU TUTUKLAYAN POLİSE, CEZAEVİNE ATAN HAKİME VE İÇERİDE ONUN BAŞINDA DURACAK KORUMALARA İHTİYAÇ YOKTUR.
Bunu önlemek için çözüm gerektiren politikaya, sorun giderici eğitimci kitleye ihtiyaç var. Olması gereken yerde olması gereken insanları bulundurmayıp, yanlış çözümler üretiyoruz.
Kapitalist sistem insanlara ihtiyacı olmayan şeyleri ihtiyaçmış gibi hissettirerek bir şeyleri almaya zorlayıp, aldıktan sonra da sözde mutluluk vaadinde bulunuyor ya, bizim ülkemizde de sistem böyle.
Artan suçlara çözümü güvenlik güçleri sayısını, hukukçu sayısını arttırmakla bulacağımızı sanıyoruz ve bunu da “müjde, şu kadar alım yapacağız” duyurusuyla sevindirici habermiş gibi gösteriyoruz.
Bu da bizim ülke olarak problemimiz. Sevinmememiz gereken durumlara seviniyoruz. Ama gerçek şu ki, iyi bir durumda değiliz.