Verilere göre kozmetik cerrahi sektörü oranı son dönemlerde yüzde 40 artmış durumda. Bu tüm dünyada değil tabi, sadece ülkemizdeki oranı.
Ama tüm dünyada bu alanda büyük bir artış olduğu belirgin bir şekilde görülüyor.
Bu durumun sağlık, psikolojik gibi nedenleri var, ancak bu alan bazen bir meta olarak kullanılmakta, insanların moda algılarını yönlendirmede etkili olabilmektedir.
Kozmetik cerrahi insanlardaki farklılıkları birer rahatsızlıkmış gibi gösterip düzeltmeye yönlendiriyor.
Özellikle sosyal medyanın bu konudaki etkisi çok fazla.
Sektör sosyal medya araçlarını aktif bir şekilde kullanarak insanlar üzerinde bir beden algısı oluşturuyor. Her yıl çeşitli bedensel özelliği moda haline getiriyor ve tanınmış kişileri reklam yüzü olarak kullanmak başta olmak üzere, birkaç çalışma üzerinden satmaya çalışıyor.
İnsanlar üzerinde öyle bir algı oluşturuyorlar ki kadını da erkeği de bunu yapmaya mecburmuş, yapmazsa diğer insanlardan geri kalacakmış hissine kapılabiliyor.
Özellikle vücutta en fazla görülen kısım olan yüze yönelik sürekli bir çalışmaları var.
Misal burnunda çok az bir eğrilik olan insanlara bunu bir sorun olarak gösterip özgüven eksikliğine bağlayabiliyorlar, düzeltilmesi sonucunda ise özgüvenin kazanılması olarak gösterebiliyorlar.
İşin ilginç yanı ise burundaki estetik algısını her yıl farklı şekillerde değiştirebiliyorlar. Bazı insanlar estetik bağımlısı olup çıkan her burun modasını yaptırabiliyor.
Durum böyle olunca da her sezon estetik alanında moda akımları oluşuyor ve milyonlarca lira harcanıyor.
Bireyler diğer insanlardan farklı olmak istiyor, onlardan ayırt edici yönünü ortaya koymak için çabalıyor ama dikkat ettiniz mi yaptıkları diğerleriyle aynılaştırıyor onları.
Farklılığın beyinde olduğuna dair moda akımı henüz başlamadı ya da başladı fakat insanlar üzerinde etkili olmadı.
Faydalı akımlar moda haline gelmiyor gerçeğiyle karşı karşıyayız ne yazık ki...