Bir zamanlar Anadolu’nun birçok yerinde bir çocuk dünyaya geldiğinde onun adına çeyizlik olarak bir kavak ağacı dikilirmiş. Ve çocuk büyürken bu ağaç da büyürmüş.
Evlenme çağına geldiğinde ise kavak ağacı da kesilecek yaşa gelirmiş. Çocuklar evlendirilecekleri zaman bu ağaç kesilip satılarak elde edilen gelirle onlara çeyiz alınırmış. Bundan ötürü Anadolu’nun çoğu yerinde kavak ağaçlarını görmek mümkünmüş.
Milli kültürümüzün çok güzel bir yansıması olmakla birlikte ne yazık ki devamlılığını göremiyoruz. Dünyaya gelen çocuk adına aileleri tarafından fidan dikiliyor, ancak bu da sınırlı kalıyor.
Kültürümüzün unutulduğunu belirtiriz hep. Madem unutmak istemiyoruz, onları bulunduğumuz şartlara uyarlayıp devam ettirebiliriz. Toplum olarak devam ettirmek biraz zor olabilir ancak bunun devlet destekli olması, bir politika haline gelmesine neden olabilir.
Nasıl mı?
Mesela ülkemizde doğurganlık oranı fazla, okul çağındaki nüfus da öyle. Hatta evlenme oranı da fazla diyebiliriz.
Devlet bu konuda destek verse, doğan çocuk adına fidan dikilmesini talep etse, okula başlayan her çocuk adına bizzat kendilerinin dikmesi ve ilgilenmesi sorumluluğu verilse, evlenen bireylere “yuva kurmak sizden, nefes olmak bizden” gibi sloganlarla fidan dikmeye teşvik edilse ve bunun için de ağaçlandırma faaliyetlerine yönelik alanlar oluştursa, bu hem kültürün korunması adına hem de geleceğe nefes adına teminat olur.
Ayrıca güney ve iç bölgelerimiz orman örtüsü bakımından fakir bölgeler. Atılacak olan bu adımlar buraların ağaçlandırılması adına da güzel bir proje olabilir.
İnsanlara doğası gereği “şunu yapın derseniz” yapmayabilirler, ama bunu faaliyet olarak teşvik edici bir tarzda önlerine koyarsanız ve de biraz psikolojik yaptırıma bağlarsanız yapmamaları içten bile değildir.
Ne dersiniz. Güzel olmaz mı?