Anne babanız sizin en iyi yerlerde olmanızı isterler. Dışarıda hakkınızda insanların saygı duyarak konuşmasını isterler. Bu yüzden de hedefleri hep yüksek tutarlar. Belirli meslekler vardır ve sizden de onlardan birinde çalışmanızı isterler.
Amaç?
Eğer ciddilerse çocuklarının mutluluğu ve hayatı!
Hayır, onlardaki asıl amaç kendilerinin mutluluğu. Tatminlerini çocukla yaşamak isterler. Çünkü siz iyi olursanız onlar toplumda kabul görecekler. Onların saygınlığını yürüten sizlersiniz. Sizin hakkınızda konuşulduğu zaman bireysel olarak ele alınmazsınız. Aileniz üzerinden tanınırsınız.
Hakkınızda konuşulacak olumsuz bir yargı ailenizin itibarına da etki edecektir. Bundan dolayıdır ki sizin isteklerinizin aileniz için çoğunlukta bir anlamı yoktur.
Belki de bir sokak sanatçısı olmak istersiniz. Peki, yaşadığınız toplum istiyor mu? Toplumun yetiştirdiği anne babanız istiyor mu? Yanıtınız hayır ise istekleriniz kabul görmüyor demektir.
İşte bizim de yaptığımız hataların başında, ne yaparsak yapalım tatmin olmayacak insanlara hayatımızı bir şeyleri kanıtlamakla geçirmemiz var.
Bu uğurda ideallerimizden, isteklerimizden vazgeçiyoruz. Çok para kazandığımızı kanıtlamaya çalışıyoruz. Herkesin alamayacağı o arabayı alabileceğimizi, en pahalı evde oturabileceğimizi kanıtlamaya çalışıyoruz.
Dikkat ettiyseniz sonu hep birilerine kanıt sunmakta geçiyor. Bir cümle sarf edecekken, düşüncelerimizi söyleyecekken bile altta hemen kanıt bulup sağlam temellere oturtmaya çalışmak var.
Ama kanıt sunmadığımız tek bir kişi var. Gözden kaçmaması gerekip nedense bakmadığımız tek bir kişi kendimiz. Çünkü kendimize kanıt bulmaya zamanımız kalmıyor. İnsanlara yetişelim düşüncesiyle ruhumuzu öldürüyoruz. İyi çocuk, hayırlı çocuk derken mutsuz çocuk oluveriyoruz.
Şu bir gerçek ki, ne yaparsak yapalım kanıt sunma arayışımız bitmeyecek. İnsanlar hakikati ancak siz öldükten sonra söyleyecek. Çünkü beklenti orada son bulacak. İşte o zaman da şahsi beklentilerimizin bir anlamı olmayacak.
Günde kaç saat mutlu olduğunuzu sorun kendinize. Eğer hemen yanıt veremiyorsanız sorununuz var demektir.
Hadi soralım…