Son yıllarda Türkiye'nin girdiği siyasi buhran belli ki daha devam edecek. Halkın sorunlarının çığ gibi büyüdüğü geçim sıkıntısının hat safhalara ulaştığı ve gelir adaletsizliğinin zirve yaptığı ve adalete güvenin en aza indiği bu zamanda halkın ihtiyaçlarına cevap verecek söylemlere ve icraatlara ihtiyaç var.
İktidar tarafı belli konular üzerinde atılımlar yapsa da halkta yeterli heyecan uyandırmadı.
Tabi ki bunun en büyük nedenleri arasında yaşanılan coğrafyanın ağırlığı, son zamanlardaki pandemi dönemi ve küresel çaplı ekonomik buhran sayılabilir.
Ama en büyük nedeni siyaseten yorgun insanların siyaset yapmaya inatla devam etmesi. Değişen dünya gibi Türkiye'de değişti, değişmeye de devam edecek.
Peki bu süreçte altılı masa iktidara alternatif olarak değişime önayak olabilir mi? 11. si düzenlenen altılı masa toplantısında alınan kararlar ve altı liderin ayrı ayrı söylemlerini yan yana koyduğumuzda maalesef ahenkli bir soluk ortaya çıkmıyor.
Halkın sesi yerine masadakilerin sesi daha yüksek çıkıyor.
Her parti kendi cephesince ‘biz önemliyiz’ diyor.
Küçük bir iktidar egosu var sanki her liderde.
Bu durumda altılı masanın iktidara alternatif olması çok zor.
Türkiye’nin siyaset tarihi halka kulaklarını tıkayan siyasi partiler mezarlığı.
Halkın isteklerine kulak tıkamaya devam edilirse mezarlar kazılmaya devam edecek.