Büyüklerimizin hep kullandığı o “eskiden” kavramını bizler de kullanmaya başladık.
İçinde bulunduğumuz koşulları geçmişle kıyaslayarak yorumluyoruz. Bu yorumlar da genelde olumsuz anlamda oluyor ve eskinin özlemi gittikçe artıyor.
Peki, eskiden ne vardı ki oradan çıkamıyoruz?
Samimiyet vardı. İlişkiler daha somuttu, daha yakındı ve menfaat yoktu. Teknoloji çok gelişmemişti ama insanlar şu ana kıyasla daha mutluydu ve huzurluydu.
Koşullar daha zordu, her şeyin akıllısı yoktu ama asıl akıllı olan insandı.
Eski diyorum ama bu çok eski değil tabi. Birkaç yıl öncesinden bahsediyorum.
Hani şu bakkalların olduğu... Alışveriş yaparken bir yandan sohbet ettiğimiz, diğer yandan pazarlık yaptığımız, sıcaklığını hissettiğimiz bakkallar.
Artık mega alışveriş merkezleri var, lakin potansiyel hırsız olarak görülme düşüncesinden dolayı güvenlik önlemlerinden geçip ancak girebildiğimiz…
Karşımızda sadece fiyat etiketlerinin olduğu, konuşabileceğimiz kimsenin olmadığı, çalışanları yalnız kasada robot olarak görebildiğimiz mega merkezler.
Evet, eski gerçekten güzelmiş de sürdürülemez miydi?
Gelişen teknolojiye ayak uydurulması gerekir tabi ama kültürel özellikler birlikte yürütülemez mi?