Yabancılaşma kavramı son yıllarda hemen hemen bütün toplumların gündemine alınmış durumda.
Çünkü gelişen dünya düzeni toplumların kültürlerini de değiştirmekte, küresel çapta aynılaştırmaktadır. Bu durumdan rahatsız olan toplumlar da çalışmalar yapmaya başladı. Ülkemiz açısından baktığımızda durum benzer olmakla beraber daha vahim.
Çok fazla kültüre ev sahipliği yapmamız çok fazla turistin gelmesi demek. Bu gibi etkenler de dilimizi etkiliyor haliyle.
Ülkemizin Batı bölgesine baktığımızda turizm bölgesi olmasından kaynaklı İngilizce isimler ön plandayken, Doğu bölgesinde göçlerden kaynaklı Arapça isimler ön planda. İşletmeler ise daha havalı, lüks gösteriyor düşüncesinden hareketle yabancı isimler tercih ediyor ya da var olan Türkçe isimleri çeşitli benzetmelerle yabancılaşmaya çalışıyor.
Dışarıya çıkıp biraz gezince başka bir ülkede yaşıyor izlenimine kapılıyoruz. O kadar çok yabancı isim kullanılıyor ki Türkçe isim bulmakta zorlanıyoruz. Bu da bizi rahatsız ediyor.
Nasıl ki bir insanın değişimi öncelikle zihin dünyasından başlıyorsa, bir toplumun değişimi de dilinden başlar.
Bu noktada dilimize sahip çıkmamız gerekiyor. Aksi takdirde dilde, kültürde yozlaşma kaçınılmaz olur.
Yetkililerin bu konuda çalışma yapmaları ve yabancı isim kullanma konusunda çeşitli kısıtlamalar getirmeleri gerekiyor.
Tabi sadece onlara değil, bizlere de görev düşüyor. Mesela "Türkçesi varken neden yabancı?" gibi projelerle dilimize sahip çıkabiliriz.
Dilimize sahip çıkmamız dileğiyle…