Y Kuşağı diye tabir ettiğimiz "Milenyum" neslinde son zamanlarda çokça intihar ve suç vakalarına rastlıyoruz. Bunun nedeni ise biraz eskilere dayanıyor.
Özellikle 2. Dünya savaşı sonrasındaki nesil kendi çocuklarının aynı hayatı yaşamamaları için daha temkinli davranmışlar.
Daha iyi bir yaşam vaadi verilen Y kuşağı, bunların tam tersi olarak başta ekonomik olmak üzere küresel çaplı sorunlara açtı gözünü. Bu da onlarda intihara eğilim, ölümle ilgili şakalar yapma, suç işleme ya da sosyal medya mecralarına daha fazla yönelmelerine neden oldu.
Dadacılık akımının öncülüğünde başta aile olmak üzere her şeye başkaldırmaya, özgürlük adı altında sınırları aşmaya ve kural tanımazlığa başladılar.
Dadacılık dediğim şey, 1. Dünya Savaşı'nın neden olduğu yıkım ve felaket sonucunda ortaya çıkan edebi akımdır. Yani savaş sonrası hayata, sanata ve her şeye karşı bir başkaldırı anlayışı.
Savunucularına göre hiçbir şey sağlam ve sürekli değil. Akıl-mantık yerine akıldışılık benimsenmiş. Hayatın sınırlanışını aşabilmek için hangi düzenle ilgili olursa olsun bütün geleneksel değerleri çiğnemek istemişler.
Ülkemizde de etkisini açıkça gördüğümüz bu akımın etkilerinin zarar boyutu ise gittikçe artıyor.
Burada olanlara veya sorulması gerekenlere değil, yapılması gerekenlere odaklanılmalıdır. Sorunların tarihsel süreç içerisindeki neden-sonuç ilişkisi bağlamında ele alınıp çözülmesi gerekir.
Nitekim ülkemizde alınamayacak önlemler daha büyük sorunlara yol açabilir.