TMMOB Şanlıurfa İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu Başkanı Elif Erdem, "2021‘de Türkiye‘de, resmi kayıtlara göre 280 kadın öldürüldü, şüpheli ölümler ise aydınlatılmadı. Bu son 10 yılda yaşanan kadın cinayetlerindeki en dramatik durumdur."dedi.
İstanbul sözleşmesinin kadınlar için kazanılmış bir hak olduğuna dikkat çeken Elif Erdem, “Acil talepler derhal uygulanmalı İstanbul sözleşmesi yeniden imzalanmalıdır. Bu sözleşme biz kadınlara yapılan bir lütuf değil kadın mücadelesi ile kazanılmış bir haktır.” dedi.
Kadın cinayetlerinin son 10 yılda oldukça arttığına dikkat çeke Elif Erdem şunları söyledi:
“8 Mart 1857 yılında, ABD‘de, insanca çalışma koşulları için 40000 dokuma işçisi greve başladı. Fabrika sahipleri müdahalesi ile polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. 1910 yılında Clara Zetkin‘in önerisi ile ölen kadın işçilerin anısına 8 Mart "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kabul edildi.
Kadınların mücadelesi, aynı zamanda insanın ve emeğin özgürleşme mücadelesidir. Unutmamalıyız ki toplumun yeniden yapılanması doğrultusunda çaba harcayanlar, bütün bunları göğüsleyebilecek güce sahiptirler. Ve biz kadınlar bu gücü birlikte ve omuz omuza göğüsleyebilecek güce sahibiz. Herkesin evrensel kardeşlik ve eşitlikte birleşerek şu kelimeler etrafında toplandığı o muhteşem yapıya giden yolu temizlememiz gerekir.
Biz; TMMOB Şanlıurfa İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu olarak mimar mühendis ve şehir plancısı kadınlar; Bu tarihsel gerçeğe ve kadın-erkek eşitliğine inanıyor, kadınlara yönelik artan sömürü ve şiddeti kınıyor, Sahiden özgür bir toplum istiyor, kadınların yanında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.
İstanbul sözleşmesinin kadınlar için kazanılmış bir hak olduğuna dikkat çeken Elif Erdem, “Acil talepler derhal uygulanmalı İstanbul sözleşmesi yeniden imzalanmalıdır. Bu sözleşme biz kadınlara yapılan bir lütuf değil kadın mücadelesi ile kazanılmış bir haktır.” dedi.
Kadın cinayetlerinin son 10 yılda oldukça arttığına dikkat çeke Elif Erdem şunları söyledi:
“8 Mart 1857 yılında, ABD‘de, insanca çalışma koşulları için 40000 dokuma işçisi greve başladı. Fabrika sahipleri müdahalesi ile polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. 1910 yılında Clara Zetkin‘in önerisi ile ölen kadın işçilerin anısına 8 Mart "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kabul edildi.
2021 yılında 280 kadın öldürüldü
Bugün 8 Mart‘ın Türkiye konjonktüründeki yaklaşımı ise Tarihsel, kültürel, dinsel bir takım gerekçelerle kadınlar; eğitimden, iş hayatından, toplum yaşantısından ve birey olmaktan alıkonulmaktadır. 2021‘de Türkiye‘de, resmi kayıtlara göre 280 kadın öldürüldü, şüpheli ölümler ise aydınlatılmadı. Bu son 10 yılda yaşanan kadın cinayetlerindeki en dramatik durumdur. Kadının birey olmasını engelleyecek, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine yol açacak politikalara karşı çıkmak hepimizin öncelikli görevidir.Kadınların yaşamlarını direkt etkiliyor
Kent nüfusunun neredeyse yarısını oluşturan kadınlar, kentin ve toplumun biçimlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Böylesine önemli bir rolü olan kadınlar ne yazık ki yerel karar alma süreçlerine tam ve eşit şekilde katılamamaktadırlar. Oysaki kadınlar seçilmiş ve atanmış yerel yöneticilerin yönetim sürecinde danışmaları gereken doğal ortaklardır. Konut, güvenlik, ulaşım, eğitim, sağlık ve sosyal hayat gibi yaşamın her alanında alınan kararlar kadınları direkt etkilemekte ve ortaya konan bu kararlar onların yaşamlarını kolaylaştırmakta ya da zorlaştırmaktadır.Kadınların güvensiz hissettiği ortamlar oluşturuluyor
Erkek egemen iktidar ve politikalarının yarattığı tüm yapılı çevrelerde kadınlar küçük yaşlardan itibaren dikkatli ve her an tetikte olmayı öğrenmektedir. Okuldan eve dönerken, meydanlardan parklardan geçerken, sokakta yürürken. Kadınların korku duyduğu, güvensiz hissettiği mekânlar üretilmekte, artan kadın cinayetlerine, şiddet vakalarına rağmen yerel yönetimler ve diğer sorumlular tarafından gerekli tedbirler alınmamaktadır.Uygulanan haksız politikaları tanımıyoruz
Acil talepler derhal uygulanmalı İstanbul sözleşmesi yeniden imzalanmalıdır. Bu sözleşme biz kadınlara yapılan bir lütuf değil kadın mücadelesi ile kazanılmış bir haktır. Gece yarısı, kadınları dövme özgürlüğü isteyenlere büyük bir hediye vererek kadına yönelik uygulanan haksız politikaları tanımıyoruz. Sizin değil bizim kararımız demekten, haklarımızı, hayatlarımızı savunmaktan vazgeçmiyoruz.Kadınların mücadelesi, aynı zamanda insanın ve emeğin özgürleşme mücadelesidir. Unutmamalıyız ki toplumun yeniden yapılanması doğrultusunda çaba harcayanlar, bütün bunları göğüsleyebilecek güce sahiptirler. Ve biz kadınlar bu gücü birlikte ve omuz omuza göğüsleyebilecek güce sahibiz. Herkesin evrensel kardeşlik ve eşitlikte birleşerek şu kelimeler etrafında toplandığı o muhteşem yapıya giden yolu temizlememiz gerekir.
Biz; TMMOB Şanlıurfa İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu olarak mimar mühendis ve şehir plancısı kadınlar; Bu tarihsel gerçeğe ve kadın-erkek eşitliğine inanıyor, kadınlara yönelik artan sömürü ve şiddeti kınıyor, Sahiden özgür bir toplum istiyor, kadınların yanında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.