ŞANLIURFA- Kadına yönelik şiddettin psikolojik ve fiziksel olarak daha çok öne çıktığına dikkat çekti. Müdür Halit Baytok, “Genel anlamda tezahürlerine baktığımızda altında cehalet yatar. Bununla ilgili toplumsal farkındalık dediğimiz eğitimler alınması gerekir. Şiddet, kadınlara yönelik olumsuz etiketlemeden kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır, tek çözümü ise cehaletin aşılması ve eğitimlerin yoğunlaştırılmasıyla olabilecek bir durumdur.” dedi.Karaköprü Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Halit Baytok, kadına şiddet ile ilgili şunları söyledi:19 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı’nda rehber öğretmen ve eğitim kurumunda yönetici olarak çalışıyorum. Rehberlik Araştırma Merkezi’nde 9 Eylülden bu yana 3 aydır kurum müdürü olarak görev yapmaktayım. Bunun yanında Harran Üniversitesi Sosyoloji bölümünde yüksek lisans öğrencisiyim.
Montaj: Hüseyin Gülyaprağı
Kadına şiddet nedir? Şiddet kaç gurupta sınıflandırılabilirsiniz?
Şiddet zorbalıktır. Karşıdakini yıldırma ve hizaya getirme, öğretme kanunudur. Toplumda çeşitli zümreler vardır. Bu zümreler her zaman birbirleri üzerinde tahakküm kurmak istiyorlar. Bunun için bu zümrelerde toplumu ikiye ayırdığımızda mesela kadınlar %50 ise erkeklerde %50’dir. Kadına bugün uygulanan şiddetin nedeni, kadını belli bir hizaya getirmektedir. Bu şekilde 3 kategoriye ayırabiliriz. Şiddet doğası gereği kişide olumsuz negatif bir durumdur. Bugün kadınlarda toplumda ve topluma katkıları bakımından bakıldığında kendilerine yapılan bu şiddete 1. Derecede kendileri etkileniyor. İkincisi toplumda huzursuzluğa çoğu zaman farklı olumsuz durumlara çatışmalara beraber oluşan bir durumdur.Yani genel olarak şiddetin olduğu bir toplumda huzur olmaz. Yani cinayetler, kavgaların kısacası toplumsal geriliğin bir belirtisidir. Kadına şiddetin bir toplumda tezahür etmesi. Toplum eğer uyarlık seviyesine bir yere gelmek istiyorsa başta kadınlara şiddet olmak üzere şiddetle ilgili zorbalığın her türlü ile mücadele etmesi bu konuda bilinç oluşturması gereken bir durumdur. Bugün Urfa toplumu olarak medeni bir noktaya varmak istiyorsak bu meseleyi hal etmek ve toplumsal farkındalık oluşturmamız gereken bir durumdur.Kadına şiddetin sebepleri nelerdir?
Genel anlamda tezahürlerine baktığımızda altında cehalet yatar. Bununla ilgili toplumsal farkındalık dediğimiz eğitimler alınması gerekir. Şiddet, kadınlara yönelik olumsuz etiketlemeden kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır, tek çözümü ise cehaletin aşılması ve eğitimlerin yoğunlaştırılmasıyla olabilecek bir durumdur.Kadına şiddetin önlenmesinde nasıl bir yol izlenebilir?
Kadın şiddetin önlenmesinde yasal düzenlemeler yapılmış durumda ama ben bunların yeterli olduğunu düşünmüyorum. Çünkü şuanda yasal düzenlemeler yaklaşık on yıllık olumlu anlamda kadının lehine yapıldığı halde kadına şiddet giderek artıyor. Onun için kadına şiddetin aşılması babından hukuk kurumundan ziyade tüm toplumsal kurumların harekete geçirilmesi gerekir.Dini kurumların önemine dikkat çekti
Toplumsal kurumlar dediğimiz bugün bunlar devlette somut tezahürü olan kurumlar vardır, mesela din kurumunun harekete geçirilmesi gerekir. Bunun yanında toplumda var olan mesela sosyal kurumlar örgütlerinde bu konuda bir bilinç oluşturulması lazım eğitim kurumlarının bu konuda üstüne çok iş düşüyor. Bu toplumsal bu kurumların iş birliği yaparak farkındalığı artırmak için gerekli düzenlemeleri yapmaları ve ilgili aktörlerin toplumda var olan bireylerin bu cehaletleri aşabilmeleri daha olumlu noktaya gelebilmeleri konusunda çalışmalar yapmaları lazım. Bu anlamda bizimde sahip olduğumuz inancımız boyutuyla İslam kültürünün bu konuda zengin bir verisi var bu süreçte o verinin referans alınarak çok farklı noktalara taşınacağını ve bu sorunla baş edilmesinde önemli bir faktör olacağını düşünüyorum.Şanlıurfa’da bu tür vakalar ne sıkılıkla görülüyor?
Şanlıurfa’da bu vakalar Ulusal düşündüğümüzde bence ortalamanın altındadır, tabi bunun fiziksel boyutu vardır, psikolojik boyutu vardır, sosyal boyutu vardır. Şimdi somut görünür olan fiziksel şiddettir. Bence şu anda Urfa’da o anlamda gerileme olduğunu düşünüyorum ama sonuçta her an kadınları mağdur edecek sosyal söylemler var, o söylemlerin bir an önce değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.'Urfa'da şidette gerileme var'
Bu anlamda halen belirli bir orana ulaşmış değiliz. Tabi bunu toplumsal kampanya şeklinde yürüterek bu durumların izole edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani bu eğitimlerde özellikle hukuk kurumunun çoğu zaman aslında mağdur edeni de iyi tespit etmek lazım. Çoğu zaman kadına şiddet genel bir yargı şeklinde oluşturulup da genel anlamda söylem oluşturulduğu zaman alakası olmayan kişiler hukuksal alanda mağdur edilebiliyorlar, yani bu kadına şiddetin nerde uygulandığını hangi toplumsal guruplarda olduğu tespit edilip ona göre hareket etmek lazım ona göre bir strateji uygulanırsa zamanla bunun aşılacağını düşünüyorum.Şiddet konusuna karşı ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Şiddet çalışmalarına göre bizim rehberlik araştırma bölümü var bu bölümde çocuklara seminer verilmesi özellikle akran zorbalığı gibi çalışmalarımız var. Biz bunları kendimiz organize ederek öğrencilere daha farklı yetişmesini sağlamaya çalışıyoruz ama zamanla bununla ilgili bizim kurumumuz kuruluş aşamasına ama ileriki zamanlarda toplumsal farkındalık oluşturmak için eğitimler, ilgili kişilerle buluşmayı ziyaret etmeyi düşünüyoruz.Kadına yönelik psikolojik şiddetin boyutunu nasıl anlatabiliriz?
Kadına yönelik psikolojik şiddet toplumun olduğu her yerde. İnsanlar genelde fiziksel şiddetten önce psikolojik anlamda birbirlerini yıldırma psikolojik boyutta zaten karşıdakini belirli bir seviyeye getirdikten sonra onun hareketlerine bağlı olarak zaten fiziksel şiddet geliyor. Şiddetin asıl kuluçkasını psikolojik anlamda, psikolojik söylemle, psikolojik kurgulamalarla oluşturulan zaten daha sonra daha somut verilere gelmesi açısından olduğunu düşünüyorum. Cehaletin olduğu yerde psikolojik olarak şiddetin daha çok olduğunu, çünkü cehaletin olduğu yerde dedikodu vardır. Bireyler birbirleriyle çok uğraşırlar, bununla ilgili bir söz vardır; büyük beyinler fikirlerle, orta beyinler olaylarla, küçük beyinlerde kişilerle uğraşır. Cehaletin ilim, irfanın eksik olduğu toplumlarda bu çok yaygındır, ben, psikolojik şiddetin adını direk dedikodu dediğimiz olguyla tanımlıyorum.Haber: Naime KeçeciMontaj: Hüseyin Gülyaprağı