Anayasanın değişmez 2. maddesi der ki: "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Belirtmek istediğim husus sosyal devlet gereği…
Maddede belirtilen bu niteliğe göre devletin vatandaşının refah seviyesini yükseltme, onları istihdama katma, yardıma ihtiyacı olan kişilere yardım etme görevi var. Kısacası toplumun ihtiyaçlarını karşılama görevi diyebiliriz.
Fakat mevcut duruma baktığımızda gerek siyasetçiler, gerek belediye başkanları yaptıkları hizmeti vatandaşa yardımmış gibi göstermeye çalışıyor.
Yani kömür veya gıda dağıtıldıysa bunu görevi arasında saymıyor, propaganda aracı olarak kullanıp reklamını yapıyor.
Oysa ki, milletin oyuyla başa gelen her kişinin yapmakta olduğu görev bu.
İnsanımız bu konuda bilgi sahibi olmadığı için, yapılan bu destekleri iktidar sahiplerinin şahsi yardımlarıymış gibi algılayıp, seçim zamanı verecekleri oy ile karşılığını vermeye çalışıyor.
Burada onları suçlayamam tabi ki, Y ve Z kuşağı öncesi kuşağın bilmemesi normal, fakat bu iki kuşağın günümüz teknolojisinde bu temel haklarımız, Anayasanın niteliklerine ulaşabildiği halde okumamaları herkesin hayatına etki ediyor.
Çünkü seçim zamanı bunların bilinçsizliğiyle verilen oylar tüm insanların geleceğini etkiliyor.
Propaganda aracı olarak kullanılan desteklerin oy olarak karşılık verilmesi gerektiği algısı yine bu kuşakların bilgisiyle mevcut olacaktır.
Daha iyi bir hayat bekliyorsak öncelikle kendimizden başlamalıyız. Bilgi en büyük hazinemizdir ve bu hazineyi himaye etmemiz gerekiyor.